Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri adına ortak basın açıklamasını okuyan İnsan Hakları Derneği Yönetim Kurulu üyesi Av. Ulaş Ertaş, “Bugün 19 Aralık Hapishaneler Katliamının 23. Yıl dönümü, Maraş Katliamının ise 45. Yıl dönümü.
Eğer bu katliamlarla yüzleşilmiş, sorumluları ortaya çıkarılmış ve hesabı sorulmuş olsaydı, bugün burada sessizce acımızı paylaşıyor ve kaybettiğimiz canlarımızı anıyor olacaktık. Ancak bu katliamların üstleri örtülmüş, gerçek sorumluları ortaya çıkarılmamış, hatta ödüllendirilmişlerdir. Bu nedenle, aynı zamanda öfkemizi ifade etmek için buradayız. Maraş da ölülerimizin dahi tam tespit edilemediği, gizlendiği, yüzlerce kadının tecavüze uğradığı, korkunç bir katliam yaşanmış, katliam 7 gün sürmüş, devlet adeta katliama nezaret etmiş, arkasından da, katliamı bahane ederek sıkıyönetim ilan etmiştir. Çorum katliamını ise, 12 Eylül faşist darbesi takip etmiştir. Maraş katliamı davalarında, katliam mağdurlarının avukatları, Ceyhun Can, Halil Sıtkı Güloğlu ve Ahmet Albay da, aynı faşist odaklar tarafından katledilmişlerdir” diyerek tarihi hatırlatmalarda bulundu.
İNSANLIKTAN UTANDIK
Av. Ulaş Ertaş, “Katliam kurbanlarını ve hakikatın ortaya çıkması için mücadele ederken katledilen avukatları saygı ile anıyor ve Maraş katliamı ile ilgili bütün devlet arşivlerinin kamuoyuna açıklanmasını ve insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı uygulanmasına son verilerek, katliam dosyasının yeniden açılmasını, bütün faillerin ortaya çıkarılarak yargılanmalarını talep ediyoruz. Devlet eliyle gerçekleştirilen katliamlara 19 Aralık 2000 tarihinde hafızalarımızdan asla silinmeyecek bir halka daha eklendi. Türkiye Cezaevlerinde F Tipine geçiş ve tecrit koşullarını protesto etmek amacıyla açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülere karşı 19 Aralık 2000 tarihinde Türkiye genelinde 20 cezaevine eş zamanlı bir operasyon yürütüldü. Bu operasyonlarda 30 mahpus ve 2 güvenlik görevlisi yaşamını yitirdi, 300’e yakın mahpus yaralandı. Mahpuslara uygulanan şiddet Türkiye tarihinin en kanlı sayfalarından biri olarak hafızalara kazındı. Üstelik sonuçları itibarı ile insanlık suçunun işlendiği, insanların katledildiği operasyona ‘Hayata Dönüş’ adı verilmişti” diye konuştu.
İNSAN ONURUNA AYKIRI
Ertaş, “19 Aralık katliamının 23. Yılında sesleniyoruz, hükümetin gerçekleştirmiş olduğu katliam bir insanlığa karşı suçtur. Yargılama bu suç kapsamında yapılana, zamanaşımıyla desteklenen cezasızlık son bulana kadar bu davanın peşini bırakmayacağız. Dünden bugüne cezaevlerinde devam eden hak ihlalleri ve tecrit politikalarına karşı mahpuslar bugün de açlık grevi eylemi yapmaktadır. Mahpusların üzerindeki tecrit politikalarına son verilerek hak ihlalleri giderilerek sorun bir an önce çözülmelidir. 19 Aralık Katliamının yıl dönümü vesilesiyle yaşanmasında sorumluluğu olan faillerin yargılanması ve cezasızlık politikasına son verilerek gerçek anlamda adaletin sağlanması, Mahpuslar üzerinde ağırlaşan tecrit uygulamalarına son verilerek, F Tipi, Yüksek Güvenlikli, Y Tipi ve S Tipi Hapishanelerin kapatılması, Mahpuslar üzerinde uygulanan insan onuruna aykırı muamele uygulamalarına son verilmesi, Mahpusların özgürlüklerinin önünde engel teşkil eden İdare ve Gözlem Kurullarının kaldırılması, mahpuslar üzerinde tüm sosyal haklarını ortadan kaldıran ‘özgürlüğünden mahrum bırakma’ ve ceza üstüne sürekli olarak ceza ekleme uygulamalarına son verilerek insan onuruna saygılı davranılması, taleplerimizi yineliyoruz” ifadelerini kullandı.