Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Antalya Haberleri
Akdeniz Gerçek Gazetesi Özel Haber Eğitimde eskiye dönülüyor

Eğitimde eskiye dönülüyor

Duayen eğitimci Mustafa Koç, Milli Eğitim Bakanlığı’nın TEOG sınavlarının yerine getirdiği yeni sınav sisteminin olumlu ve olumsuz yanları olduğunu belirterek, “Eskinin devamı sayılmasın diye; yeni bir kısaltmayla tanımlanacak bir sistem açıklandı ancak yeni sistem kısmen eski Fen Liseleri sınavlarına benziyor” dedi.

5 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Eğitimde  eskiye dönülüyor


 

Duayen eğitimci Mustafa Koç, Milli Eğitim Bakanlığı’nın TEOG sınavlarının yerine getirdiği yeni sınav sisteminin olumlu ve olumsuz yanları olduğunu belirterek, “Eskinin devamı sayılmasın diye; yeni bir kısaltmayla tanımlanacak bir sistem açıklandı ancak yeni sistem kısmen eski Fen Liseleri sınavlarına benziyor” dedi.


Antalya Güneş Koleji Kurucusu Mustafa Koç, 8’nci sınıflar için Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavlarının yerine getirilen yeni sınav sistemiyle ilgili görüşlerini açıklandı. Koç, Milli Eğitim Bakanlığı’nın her ne kadar ‘eskinin devamı sayılmasın’ diye; yeni bir kısaltmayla tanımlanacak bir sistem açıkladığını ancak yeni sistemin kısmen eski Fen Liseleri sınavlarına benzediğini iddia etti. Koç, “Eskiden Fen Liseleri sınavlarına girebilmek için Türkçe, Matematik ve Fen derslerinden öğrencinin aldığı okul notları ölçü alınıyordu ve bu kısmen okul notlarının da ciddiye alınmasını sağlıyordu. Yeni sistemde ise okul notları sadece adrese dayalı yerleştirmede dikkate alınıyor” dedi.

 

10 MADDEYLE YENİ SİSTEM

10 maddede yeni sınav sistemini şöyle değerlendirebiliriz;
1-“Nitelikli okullara” girmek için bir sınav yapılacak, ancak bu sınava girmek zorunlu olmayacak.

2-Öğrencilerin yaklaşık yüzde 10’u “nitelikli okullara” yerleştirilecek. 
3-Sınavla öğrenci alacak okulların kontenjanları dolduğunda, okul başarı puanları esas alınacak. 
4-Merkezi Sınav, haziranın ilk hafta sonu yapılacak.
5-Sınav, Sözel ve Sayısal olarak iki bölümden oluşacak.
6-Sınavda 6, 7, 8. sınıf müfredatından 60 soru sorulacak ve 90 dakika süre verilecek.
7-Sınavla öğrenci alacak liseler daha sonra açıklanacak.
8-Merkezi sınava girmeyen ya da sınava girdiği halde bir okula yerleştirilmeyen öğrenciler, “Adrese dayalı okul sistemiyle” evlerine en yakın 5 okul tercihi yapacak.
9-Öğrenciler; 6., 7. ve 8. sınıf okul başarı puanı ve tercih sırasına göre o eğitim bölgesindeki Meslek Lisesi, İmama Hatip Lisesi ve Anadolu Lisesinden birine yerleştirilecek.
10-Her iki gruptaki öğrencilerin yerleştirildiği okullar, aynı anda açıklanacak.

 

OLUMLU VE OLUMSUZ YANLAR

Eğitimde mükemmel bir sistem bulmanın kolay olmadığını kaydeden Koç, şöyle konuştu: “Açıklanan yeni sınav sisteminde de olumlu, olumsuz tepkiler alan konular var. Uygulamada karşılaşılan zorluklar ve eleştiriler artınca bir süre sonra bunların bazılarında değişikliğe gidilmesi muhtemeldir. ‘Göç yolda düzelir’ diyen millet, biz değil miyiz? Yeni sisteme, toplumda karşılığı olan olumlu ve olumsuz yanlarıyla bir göz atalım. Bir sınav olması daima iyidir. Her şeyden önce öğrencilerin nitelikli okullara yerleştirilmesi amacıyla az sayıda öğrenci için de olsa ülke çapında bir sınav yapılacak. Sınavsız eğitim olmaz, merkezi ve adil sınavlar daima olmalıdır. Eğer nitelikli okul diye bir kavramınız varsa bunun başka bir yolu da yok. Bu sınavlarda bütün derslerden soru sorulması, 60 soru az olsa da yeteri kadar cevaplama süresi verilmesi (90 dakika) olumludur.”

 

HER OKULDAN BİR TANE OLMALI

“Getirilen, bir sınavsız sistem olmasa da sınava katılmak isteğe bağlı. 8’nci sınıftaki 1 milyon 200 bin öğrencinin bu sınavlara girmesi TEOG’daki gibi zorunlu tutulmamış. Kendi tercihiyle sınava girmek istemeyen öğrencilere bu hakkın tanınması doğru olsa da bu sistemi sınavsız sistem diye sunmak doğru olmaz. Zorunlu olmasa da yüksek oranda bir öğrenci bu sınava girecektir. Eğitim bölgelerinde her tür okuldan en az birer tane olmalıdır. Öğrencilerin, adrese dayalı sistem adı verilen mahalle okullarına yönlendirilmesi, ilk bakışta çok doğrudur. Bunun için de belirlenecek eğitim bölgelerinin adil olması ve mağduriyetlerin önlenmesi şarttır. Her eğitim bölgesinde en az bir nitelikli okul olması beklenmeli ve öğrenciye yeteri kadar seçme şansı vermek için yeteri kadar Meslek Lisesi, İmam Hatip Lisesi ya da gerekirse düz lise gibi okullardan da bulunmalıdır.”

 

NİTELİKLİ - NİTELİKSİZ TARTIŞMASI

Nitelikli - niteliksiz ayrımının yakışmadığını ad kaydeden Koç, “Nitelikli okullar tanımlaması, diğer okullar açısından doğru bir tanımlama değildir. Soru sayısı çok az, binlerce birinci çıkabilir. Nitelikli okullar sınavında son üç yılın (6-7-8) müfredatının sadece 60 soruyla test edilmesi mümkün de değildir doğru da değildir. Bu durum, puan hesaplamada ve sıralamada ciddi sorunlara yol açabilir. Soru sayısı hiç değilse OKS ve LGS’de olduğu gibi 100 olmalıydı. Soru sayısının daha sonra yeniden düzenlenerek artacağını düşünüyorum. Ayrıca sınavda belirli sayıda ayırt edici sorular sorulmalı. Eğer kaliteli, ayırt edici sorular sorulmazsa yine TEOG’da olduğu gibi binlerce birinci çıkabilir. Bu da sınavlara olan güveni zedeler” diye konuştu.

 

NİTELİKLİ OKUL SAYISI DÜŞÜK

Merkezi sınavla girilecek nitelikli okul sayısı ve yerleşecek öğrenci oranının çok düşük olduğunu da vurgulayan Koç, şöyle devam etti: “Bir ön eleme yapılmadığı için teorik olarak 1 milyon 200 bin öğrencinin sınava girme hakkı var. Oysa bunlardan ancak yüzde 8’i, yani 100 bin kadarı önceden belirlenmiş okullara yerleşebilecek. Bu durumda sınava girmeyen ya da girip de kazanamayan 1 milyon 100 bin öğrenci ise adrese dayalı sisteme göre kayıt yaptıracak. Eğitim hayatımızın kalitesi açısından bu oranlar oldukça düşük değil midir? Öyleyse hem nitelikli okul adı verilen okul sayısı hem de bu okullara yerleşecek öğrenci sayısı artırılmalıdır.”

 

GENEL YETENEK TESTLERİ

Fırsat eşitliği için genel yetenek testlerinin önemine de değinin Koç, sözlerini şöyle tamamladı: “Sınavın sadece akademik bilgi üzerinden ve çok az soruyla yapılması, pedagojik açıdan doğru değil. Ayrıca ezberci öğretimi öne çıkaran, sadece bilgiyi ölçen sınav, öğrenciyi tanımada yeterli olamayabilir. Bu elemenin daha isabetli ve daha adil olması için öğrencinin bilgiye dayalı olmayan, yorumlama ve muhakeme yeteneğini ölçen Genel Yetenek testleri geri getirilebilir. Geçmişte uygulanan bu testlerle özel ders alma olanağı bulamayan, zihin becerileri yüksek, yoksul aile çocuklarına da nitelikli okulları kazanma şansı verilebilir. Bu testler belki de fırsat eşitliğine bir ölçüde katkı yapabilir.” Kubilay ELDEMİRCİ

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Ben pazarcıyım arkadaş!

Ben pazarcıyım arkadaş!