Kötü bir yönetim tarzıdır; 'Önce böl, sonra yönet!' taktiği. Ama insanlık tarihi kadar da eskidir. Bu konuda bir anekdotu aktarmak isterim:
'Büyük İskender’in Aristo’ya Mektubu'
'Büyük İskender, büyük filozof Aristo’ya bir mektup yazıp sorar:
_ Ele geçirdiğim topraklardaki insanları tahakkümüm altında tutabilmek için, neler yapmalıyım?
1_ Ülkenin ileri gelen insanlarını sürgüne mi göndereyim?
2_ Ülkenin ileri gelenlerini hapse mi atayım?
3_ Ülkenin ileri gelenlerini kılıçtan mı geçireyim?
Aristo’dan cevap gelir:
1_ Sürgünde toplanıp, sana başkaldırırlar.
2_ Hapishaneler militan yuvası olur, kontrolden çıkar.
3_ Onlardan sonraki kuşak, intikam hırsıyla büyür, tahtını sallar.
Aristo, çözüm olarak şu tavsiyede bulunur:
_ İnsanların arasına nifak tohumları ekeceksin. Birbirleriyle savaşınca, hakem olarak kendini kabul ettireceksin. Ama anlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın.”
Çok tanıdık geldi değil mi? Günümüzde de ülkeler için aynı yöntemler uygulanıyor ne yazık ki! O yüzden ne savaşlar bitiyor, ne de zorbalar gidiyor! Aralarına nifak sokulan, ayrıştırılan toplumlar, birbirlerine düşer. Önce bölünürler, sonra zorbalar tarafından daha kolay yönetilirler.
'Birbirlerini tanımayan, birbirlerinden şüphe eden kitlelerin bulunduğu yerde ne barış, ne de onurlu bir eşitlik olur' diyor İlber Ortaylı.
Toplumları yönetenler; onları birbirine düşüren ayrıştıran zorbalar ise; o toplum gelişmez, hatta içten içe çürür.
'Toplumsal gelişmenin de, çürümenin de temelinde, yöneticilerin tavırları yatar' diyen Büyük Önder Atatürk, işte bu yüzden, çok önemli bir gerçeğin altını çizer.