“Yoksulluğu azaltmadan zenginliği arttıran ve suç işleme bakımından, sayılardan daha hızlı artış gösteren bir toplumsal sistemin özünde çürümüş bir şeylerin olması gerekir.” Diyor Karl Marx.

Aslında bu çürümüşlükle beraber sadece yoksul sayısı artmıyor, aynı zamanda yoksulluk kalıcı hale geliyor! Dünyada “kalıcı yoksulluğa” “kronik yoksulluk” deniyor. Kalıcı ya da kronik yoksullukta kişilerin yoksulluk durumları, çok uzun süre, hatta belki de yaşamları boyunca değişmemektedir. Kısaca kalıcı yoksulluk; yoksulluğun zaman içersinde ve dönemsel olarak değişmeme durumunu ifade etmektedir!

Tabii bu durumda olan insanların umutsuzluğu, hayattan beklentilerinin kalmaması, hiç kuşkusuz, toplumsal barışı da olumsuz yönde etkileyecektir! Borçla ayakta durmaya çalışanların hoşnutsuzluğu, kalıcı yoksulluk çemberinden çıkamayacak olmalarını düşünmeleri, suç işlemede artışlara neden olacaktır!

Ülkemizde ardı ardına gelen zamlarla bütçe açığının kapatılmaya çalışılması, zaten geçim zorluğu yaşayan ve kronik yoksulluğa sürüklenen büyük çoğunluğa karşı yapılan bir haksızlıktır! Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması zamanı gelmiştir artık! Dolaylı vergilerle cebi boşaltılan çoğunluk, artık kalıcı bir yoksulluğun pençesine düşmüştür.

Geçim derdindeki milyonların, kredi kartı harcaması yüzde 42, ihtiyaç kredisi kullanımı yüzde 44 artınca, insanlar borcu borçla kapatmaya çalışır hale geldiler ne yazık ki! Ülkemizde vatandaşın toplam borcu 4 trilyon lirayı aşarken, takipteki alacakların yüzde 175 yükseldiği belirtiliyor!

Elektriğe yeniden gelen zamlarla bütçeleri iyice sarsılacak olan vatandaşlar; muhtemelen karanlığa mahkum olacaklar! Ev kadınları yemek bile pişiremeyeceğiz diye feryat ederken, gençler artık bu pahalılıkta evlenmiyorlar ne yazık ki!

Ülkemizdeki pahalılık, turistleri bile kaçırırken, vatandaşın durumunun yeterince değerlendirilmemesi, “Tok açın halinden anlamaz! “özdeyişini hatırlatıyor insana. Antalya gibi tarım yapılan illerde bile, üreticinin küstürülmesi, çiftçinin desteklenmemesi yüzünden, pazar alışverişlerinde görülen düşüş, aslında yeterince uyarıcı olmalı yetkililer için!

Yoksulluğun bitirilmesi gerek! Zengin ve yoksul arasındaki uçurumun giderek büyümesi, zenginleri daha da empati yoksunu yapabiliyor! Bazıları, “Kendilerine hak gördüklerini, başkalarına çok görüyorlar!”

Unutmayın:

“Yoksulluğu bitirmek hayır işi değildir. Adalettir.” Diyor Nelson Mandela.