İrtiş, Tuna ve Moskova Irmakları arasında uzanan bölge, tarih boyunca çeşitli Türk boylarının  mücadelelerine sahne olmuştur. Güneyinde Kafkaslar ve Karadeniz olan bu bölge, Tarih yazımına Avrasya bozkırları olarak geçmiştir.  Bu bölgeye MÖ.3000 ile 1500 yıllarındaki Orta Asya’da ki Saka Hareketlenmesiyle, Sakaların bir kolu gelmiş, diğer kol İran, Nepal ve Hindistan’a inmiştir. Miladi yılların başından itibaren bu bölge, değişik Türk boylarını da ağırlamaya başladı. 

 İkinci Türk hareketlenmesi Hunlarla başladı.MÖ.3 ile MS.6. yüzyıllarda Hunlar büyük göçlerle batıya ve güneye aktılar. Baykal ve Sayan Dağlarının Kuzeyinden başlayan bu hareketlenme iki okyanus arasında varlığını hissettirdi. Çin kaynakları onlardan ansızın ortaya çıkan insan sürüleri olarak söz eder. Hunlar bozkırın göçebe boy ve kavimlerini iyi örgütleyerek federal bir devlet yapılanması oluşturmuşlardı. Demircilik ve değişik sanatlarda ileri giden Hunlar Çin’in korkulu rüyası olmuştu.MÖ.209 Mete zamanında Aral Gölüne kadar olan Doğu Asya’da büyük bir imparatorluk kurdular.MS.216 da dağılan bu imparatorluk bünyesinde boylar ve boy birlikleri kendileri bozkırda bir müddet unutturduktan sonra MS. 4.asırda tekrar ortaya çıkıp Avrupa’ya ilerlediler .MS.374 yılında   kağanları Balamir’in komutasında İdil Nehrini geçip Balkanlara indiler. Bizans’ın korkulu rüyası oldular. Atilla’nın önderliğinde Roma İmparatorluğunu dize getirdiler.  MS.453’te Atilla’nın ölümü ile Batı Hun Devleti tarihe karıştı. Hunların Asya’da kalan bölümü Hindistan dahil Akhun imparatorluğunu kurdu

L.N.Gumilöv’e göre; Hunların gündoğusundan günbatısına  etkileri MÖ.209 ile 979 yılları arasında  1188 yıl sürmüştür. Buna ölümden sonraki metaforik hayat dediğimiz milletlerin ölüm süresi olan 150 yıl daha ilave edersek Hunların sistemlerinin çökmesi geleneklerinin yok oluş süresi 1129 yıllarına denk gelir. Hayatta kalabilen Hun fertleri başka etnosların bünyesinde varlıklarını sürdürmeye devam ettiler. 

 Atilla’nın varlığı ile  gün yüzüne çıkan  toplumsal hareketlenme kavimler göçü olarak adlandırıldı. Avrupa Devletlerinin temeli böyle atıldı. Hun İmparatorluğu bünyesindeki 

Turanî yapılar bölgede ayrı ayrı devletler kurdular.

Resim 51 Eski Türklerin Bering Boğazı'ndan Amerika’ya Geçişi

Kuzeye göç eden Hunların mirasçıları Saha Türkleridir. Ana yurdun kuzeyinde yaşarlar.  Hun mirasını ve geçmiş ataları Sakaların kültürünü korurlar. Şimdi Yakutlar olarak bilinen bu boy, şimdi de birden ona kadar Türkçe sayıları sayabilen bir Türk kavmidir.  Türkçenin Yakut lehçesiyle konuşurlar. Buralar, Türkçenin yankılandığı, Türk yurtlarının en kuzey ucudur. Kışın su ve toprak buralarda uyur. Tanrı sayılan güneş olup bitene kaygısızdır. Ataları bilinmeyen zamanda Bering Boğazından Amerika’ya geçmiş, Bering Boğazı üzerinde buzul dönemine ait bir kara köprüsü (Beringia) bulunuyor. Eski Türkler, kürklü giysileriyle, elinde mızraklar ve hayvan derileri taşıyarak yürüyorlardı..  Kuzey Amerika ve Avrasya kıtalarına yayıldılar. Gökyüzünde kutup yıldızı onlara yol gösterdi. Kutup yıldızını Tanrıya açılan değişmeze kapı olarak bellediler.  "Beringia Göç Yolu" onların bir kısmını Amerika’ya ulaştırdı.  Türkler bu yolculuğu mö.15 bin ile 10 binli yıllarda yaptılar. Amerika da Navaho, Apaçi ve Siyu kabillerini oluşturdular.

 Siyu kabilesinin: Bizim bütün yeryüzüyle akrabalık bağlarımız vardır.  Toprağın ruhunu yarattığı şeyler  bir bütündür. Hikmetli sözünü bir kıtaya hakim kıldılar. 

Atalarım Türkler; bozkırda ve buzlu geçitlerde  özgürce yol alan insanlardı. Onun için kutsal  mitleri Bozkurt’tu.

İdil Ural da Türk Ruhu adlı hazırlamakta olduğum kitaptan.