Antalya’da yaşayan Halil Özçelik, çocukluk yıllarından itibaren halk oyunlarıyla başladığı dans yolculuğunu, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda profesyonel eğitime dönüştürdü. Ancak 2009 yılında yakalandığı Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE) hastalığı, onun hayatını kökten değiştirdi. Hastalığın ilerlemesiyle birlikte konuşma, hareket ve görme yetisini kaybeden Halil’in en büyük destekçisi annesi Gülsüm Özçelik oldu. Göz kapaklarını kapatamayan Halil için her gün gözlerine yara bandı yapıştırarak bakan Özçelik, “Gözleri hiç kapanmadı, sabah açıyor akşam kapatıyordum” diyerek yaşadığı zorlukları anlattı.
Müzik Hiç Susmadı
Konservatuvar eğitimini tamamlamadan hastalanan Halil, salsa eğitmenliği yaptı, ney dersleri verdi, sahnelerde yer aldı. Annesi, “Hastaneye yattığı gün dahi öğrencileri hocam ne zaman geliyorsun diyordu. Müziği hiç kesmedik. Hastaneye gidene kadar hep müzik dinledi” dedi.
Yoğun Bakımda 4,5 Ay Süren Direniş
Hastalığının son evresinde akciğer damarına pıhtı atması sonucu yoğun bakıma alınan Halil, 4 buçuk ay boyunca bilinci açık şekilde yaşam mücadelesi verdi. Ancak 11 Nisan 2025’te Burdur Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Annesi, “Ziyaret saatlerinde doktorlar bilgi veriyordu. Haftada bir, bazen iki gün gidiyorduk. Her gittiğimde tepki veriyordu. Ben geldim oğlum diyordum, hemen başını sallardı, konuşmaya çalışırdı. Elimi tuttuğumda sıkmaya çalışırdı. Vefatından üç gün önce de aynı şekilde tepki verdi. Oğlum bilincini hiç kaybetmedi” sözleriyle o acı günü anlattı.
Tertemiz Gitti Benim Oğlum
Halil Özçelik, çocukluğunda en çok sevdiği yer olan Bucak Ambahan Mahallesi’nde, anneanne ve dedesinin yanına defnedildi. Gülsüm Özçelik, oğlunun adının bir müzik köşesi ya da festivalle yaşatılmasını istiyor. “Onun adına bir şey yapılsın. Dansla, müzikle anılsın. En büyük hayali bir dans okulu açmaktı” dedi.
Sessizce Yaygınlaşan Ölümcül Bir Hastalık
Gülsüm Özçelik, SSPE’nin Türkiye’de az bilinmesine rağmen yaygın olduğuna dikkat çekerek, “Benim oğlumdan dört gün sonra 17 yaşında bir başka çocuk daha vefat etti. Türkiye'de bu hastalık çokmuş ama kimse bilmiyor. İlacı yok, tedavisi yok. Biz çok uğraştık ama destek bulamadık. Aileler çocuklarına iyi baksınlar, enfeksiyon kaptırmasınlar, ilgilerini eksik etmesinler. Benim oğlum 13 yıl yaşadı. Hiç grip bile olmadı” ifadelerini kullandı.