Sektörde şöyle bir söylem vardır; 'Bomba patladığında herkes kaçarken, bombanın patladığı yere doğru koşan kişiye savaş muhabiri denir' Çok farklı bir açıdan savaş muhabirlerini tam anlamıyla anlatıyor bu cümle. 

Savaşın acımasız yüzüyle yüzleşen muhabirler, sadece görsel anlamda değil, aynı zamanda duygusal olarak da ağır bir yük taşıyorlar. Çatışma alanlarındaki ölüm, yıkım ve acı tablolarla sürekli karşılaşmak, onların ruh sağlığını olumsuz etkiliyor. Her an hayatlarını tehlikeye atarak haber yapmaya çalışan bu insanlar, sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir savaşın içinde bulunuyorlar. Barış Muhabirliği diye bir kavramda ortaya atıldı ama bence şu an gerçekliğini korumuyor. Savaş muhabiri denilmeye devam edilmeli.

Savaş muhabirlerinin gözleri, tanıklık ettikleri acıların ve dehşetin izlerini taşır. Sık sık patlamalar, silah sesleri ve ölümle yüzleşmek, bir insanın duygusal dengesini sarsabilir. Her an ölümle burun buruna gelmek, travma sonrası stres bozukluğuna yol açabilir. Bu muhabirler, savaşın gerçek yüzünü dünyaya gösterirken, kendi içlerinde de savaşın izlerini taşıyorlar.

Bir savaş muhabiri için duygusal olarak en zor olan şeylerden biri de tanıklık ettikleri insan hikayeleridir. Çocukların gözyaşları, ailelerin dağılması, yaşanan insanlık dramı, muhabirleri derinden etkiler. Bu durum, savaş muhabirlerini sadece olayların görgü tanığı yapmakla kalmaz, aynı zamanda duygusal olarak da olayların bir parçası haline getirir.

Savaş muhabirleri, sadece gördükleriyle değil, aynı zamanda yaşadıkları duygusal sarsıntılarla da baş etmek zorundadırlar. Bu meslek, cesaret ve özveri isterken, bir yandan da ruhsal dayanıklılık gerektirir. Ancak ne yazık ki, pek çok savaş muhabiri bu zorlu görevin ardından travmatik deneyimlerle baş başa kalıyor.

Savaş muhabirliği sadece cesaret ve profesyonellikle değil, aynı zamanda psikolojik dayanıklılıkla da mücadele gerektiren bir meslektir. Bu kahraman muhabirler, bize savaşın gerçek yüzünü gösterirken, kendi iç dünyalarında da çatışmalarla boğuşuyorlar. Onların hikayelerini dinlerken, gözlerimizle gördüklerimizin ötesine geçip, duygusal yüklerini anlamak, belki de onların yaşadığı savaşın bir parçası olmamız anlamına gelir.

Savaş muhabiri kime denir dersek patlamaya koşandan ziyade daha net bir cümle var.

"İNSANLIĞIN SON SAVUNMA HATTIDIR'

Savaş muhabiri bu hattın savunucularına denir.