Turizm teşvik yasasına kadar turizm, bazı müteşebbis şirketlerin ve şahısların münferit faaliyetleriyle yapılıyordu.
Sonraları büyük adımlar atıldı. Özellikle sahiller imara açıldı ve başta dünya bankası kredileri olmak üzere krediler verildi, arazi tahsisleri yapıldı. Bu arada belediyelerimiz harekete geçti ve turistik bölgelerin altyapılarını yaptı.
Artık turizmde dünyada söz sahibi olduk. Sahillerimizde, şehir merkezlerimizde binlerce sayıda yıldızlı otellerimiz oldu. Turizm personelini eğiten meslek liselerimiz ve kurumlarımız oldu. Üniversitelerimizde fakültelerimiz gençleri yetiştirmeye başladı. Küçük küçük aile pansiyonlarının yerini binlerce kişiye hizmet veren otellerimiz ve tatil köylerimiz aldı. Önceleri kış sezonu kapanan otellerimizin birçoğu kongrelere ve spor faaliyetlerine kapılarını açarak faaliyetlerini sürdürdü ve ölü sezon olarak adlandırılan dönemlerde mevsimlik personel çıkarmanın önüne de geçilmiş oldu.
1980’lii yıllarda yabancı tur operatörleriyle zaman zaman bir araya gelip onlardan bir şeyler öğrenmeye çalışırdım. Hiç unutmam bir yemekte, bir İspanyol turizmci, ‘sizin devletiniz turizme ağırlık verirse, İspanya’yı geçersiniz, ülkeniz çok elverişli’ demişti. Son çıkan haberlere göre, geçmişte turizmine gıpta ile baktığımız İspanya’yı geçtiğimiz haberi ile sevindik. Bu konuda rahmetli Turgut Özal’ın hakkını vermek lazım. Turizm teşvik yasası ile döviz yasağının kaldırılması, onun döneminde oldu.
Benim mezun olduğum yıllarda iş bulabileceğimiz otel sayısı, parmakla sayılacak kadar azdı. Birçok okul arkadaşımız yurt dışına gitti. Personel yetiştirecek eğitim kurumları sayılıydı ve devletimiz pratik yapsınlar diye, yurt dışında turizmde başarılı olan ülkelere staj için talebe gönderirdi.
Artık geçmişin bütün olumsuzluklarını aştık. Eğitimlerin en güzeli ülkemizde verilir oldu. En kalifiye personeli de biz yetiştirir olduk. Otellerimiz dünya standartlarını yakaladı, hatta üstüne çıktı. Yatırımcılarımız çok güzel işler başardı. Tur firmalarımız dünyaya açıldı, turizm fuarlarında dikkat çeken ülke olduk. Dış ülkelerle rekabet eden turizmcilerimizi, otelcilik ve yatırımcı birliklerimizi, sektörün tüm emektarlarını alkışlamak gerek.
Ülke ekonomisine önemli katkısı olan turizm sektörüne bütün vatandaşlarımız ve biz gazeteciler destek olmalıyız. Ülkemizin denizi güneşi yabancı misafirleri cezbettiği kadar, tarihi ve kültürel mirasa sahip bölgelerimiz de dikkat çekiyor. Geçenlerde bir toplantıda, sadece Akdeniz havzasında 400 üzeri antik kent kalıntılarının olduğu dile getirildi. Termal sularımız ise Japonya ile yarışabilecek durumda.
Pandemi sürecinde sıkıntı çeken turizm sektörü, yaralarını sarmaya başladı. İnşallah başka olumsuzluklar olmaz. Önümüzdeki yıl döviz kuru sebebiyle yerli tatilcilerin tatil yapmasının zor olacağını düşünüyorum. Herhalde otel yöneticilerimiz bir çare bulacaktır.
Kentimizin ve bölgemizin can damarı turizm sektörünü canlı tutmak, öncelikle ülkemiz için çok gerekli. Turizmde gelinen seviyeyi muhafaza ederken daha ileri düzeye getirmek için gayret etmek hepimizin görevi olmalı.
Bence Atatürk’ün işaret ettiği çağdaş medeniyet seviyesini, turizm sektörü yakaladı. Sıra mücadele eden diğer sektörlerde olsun.