Tarihi bir mağara olarak hayal etmişimdir hep. Bunun nedeni, atalarımızın mağaralarda yaşaması mı yoksa tarihin sonunda ne olduğunu bilmediğimiz ve ne çıkacağını tahmin edemediğimiz bir oluşum olmasından mı kaynaklanıyor, kestiremiyorum. Bugün karşıma çıkan bir bilgi beni heyecanlandırdı. Tarihin en eski yazıları olarak bildiğimiz bu yazılara bir yenisinin daha ekleniyor olabileceği düşüncesi oldukça ilgi çekici!
Suriye'deki antik mezarlarda yazılı kil silindirler üzerinde, bilinen en eski alfabenin izlerinin taşındığı keşfedildi. Bugünlerde bilim dünyası, Suriye'deki Umm-el Marra antik kentinde yapılan bir keşif ile adeta büyülenmiş durumda. Arkeologlar, bu bölgede bulunan mezarlarda altın ve gümüş takıların yanı sıra dört adet yazılı kil silindir buldu. Bu silindirlerin, insanlık tarihinin bilinen en eski alfabe izlerini taşıyor olabileceği ortaya çıktı.
Bu tür keşifler, geçmişe açılan küçük pencereler gibidir. Ne kadar çok şey görsek de ardında hâlâ birçok bilinmeyeni barındırır. Bilim insanları, bu yazılarla ilgili büyük aydınlanmalar ortaya çıkabileceğini ifade etti.
Johns Hopkins Üniversitesi'nden arkeoloji profesörü Glenn Schwartz’a göre, bu yazılar M.Ö. 2400’lü yıllara dayanıyor ve bugüne kadar bildiğimiz alfabetik sistemlerden yaklaşık 500 yıl daha eski. Bu buluş, alfabenin ilk olarak Mısır ve çevresinde M.Ö. 1900’lerde icat edildiği düşüncesini yerinden sarsacak türden. Radyokarbon tarihleme yöntemiyle bu kadar geriye tarihlenebilen bu yazılar, şimdiye dek bilinen alfabe teorilerini yeniden yazmamıza neden olabilir. Yazıların henüz tamamen çözülemediğini ve tercüme edilmesi için hâlâ bir yöntem geliştirilmediğini belirtti. Elimizde bir bulmaca var, ancak bu bulmacanın anahtar parçaları eksik. Bu durumda yapılabilecek tek şey, biraz hayal gücümüzü kullanarak spekülasyon yapmak. Yazılar belki de o dönemin günlük yaşamına dair ipuçları taşıyor, belki de mezardaki diğer nesnelerin sahibini veya kökenini açıklıyor. Ancak bu soruların cevabı şimdilik gizemini koruyor.
Bu gizemli yazılar, bir gün tam anlamıyla çözüldüğünde, belki de alfabenin doğuşuna dair birçok bilinmeyeni aydınlatacak. Umarım gelecekte bu gizemli kil silindirler, bize antik dünyanın kapılarını daha da aralar ve geçmişimize dair daha fazla bilgi edinmemizi sağlar.