Hollanda anılarımı anlatırken, çok önemli gördüğüm Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nca ihalesi yapılan Antalya 4. Etap Tramvay projesi, Büyükşehir Belediye Meclisi’nce onaylanan 52.000 metrekarelik devasa beton yığını ve Lara Sahili konularına yoğunlaşmıştım.
Bugün Antalya ve Burdur Belediyelerinin kent içi ulaşımlarındaki bisikletin önemini bilimsel ve mukayeseli olarak anlatmaya çalışacağım.
Bisiklet kullanımı için en olumsuz şart olan yağmurun Hollanda’da yılın ortalama 200 gün olmasına rağmen tam manasıyla yaşamın bir parçası olmuş…
Hollanda’da bisiklet satın almaya gittiğinizde baret, yağmurluk ve çizmeyi de verdiklerine dair imza alıyorlar. 17 milyon nüfusun aktif olarak kullandığı 22 milyon bisiklet var.
Evinizden işyerinize, tren istasyonuna, şehir merkezine kesintisiz bisiklet yolları var, elbette gidiş ve geliş ayrı ayrı olarak. Kullanımı teşvik için sırf bisikletliler yolu alt geçitleri yapılmış.
Şehirlerarası otobüs terminalleri yok. Her şehirdeki tren istasyonları havalimanları konfor ve teknolojisine sahip, şehirlerarası seyahatler trenle gerçekleşiyor. Gittiğiniz şehirdeki tren işletmesinden günü birlik bisiklet kiralayabiliyorsunuz. Şehir merkezinde otoparklar yok ama mini bisiklet park alanları ile sorunu çözmüşler…
Şehir içi lastik tekerlekli toplu taşım ve şehirlerarası tren kullanımında hem girişte hem de inişte kart okuması yaptırıyorsunuz. Böylece gittiğiniz mesafeye göre ödeme yapmış oluyorsunuz.
Ulaşım, insan hareketlerini yöneten bir bilim dalıdır. Bilimsel olarak bakılıp, çalışılmaz ve uygulanmaz ise insanlar yollarda gereksiz zaman ve para kaybına uğrarlar (Türkiye’mizde olduğu gibi)…
Ama yerel yöneticilerimiz, imar, altyapı konularında olduğu gibi maalesef ulaşımda da bilim insanlarını serbest bırakmayıp, zorlamalarla veya sonradan yapılan tadilatlarla bu konuların tamamında yaşamımızı zorlaştırmayı başarmaktadırlar.
Kentte yaşanlar olarak bizler de bu konunun ilerde ne kadar zarar vereceğinin bilincinde olmadığımızdan sesimiz çıkmayınca istedikleri gibi yaşamımızı mahvediyorlar.
Antalya İlçe belediyelerimiz ulaşım planlaması yapamadıklarından bisiklet yollarını gezi ve spor amaçlı düşünerek park alanları çevrelerinde uygulayabilmektedirler.
Burdur Belediyesi’nin bisiklet yolu için bazı kesimlerde yolu boyadıklarını görmekteyim. Standartlara uygun olmayan kesintisiz ve durak- kavşak, gidiş geliş parkurları, toplu taşım güzergahları gibi sorunları çözen bir proje oluşturmadan yapılan bu çalışmalar masrafın ötesine geçmeyecektir.
Fakat can güvenliği açısından da hem yasal hem de vicdani sorumluluğu unutmamak gerekir.
Dolaysıyla bisikletler günlük yaşamımıza girememiş durumdalar.
Bisiklet kullanımını günlük yaşamımıza alabildiğimiz takdirde, trafik güvenliğini sıkıntıya sokan scooter ve motosiklet kullanımı da ortadan kalkacaktır. İki-üç sene önce başlayıp, çok kısa sürede şehir trafiğini alt üst eder konuma gelen scooterlerin ve motor kuryelerin yerini bisiklet kuryeleri almalıdır. (Hollanda’da bu hizmet sırt çantası ile görülmektedir.)
Bisiklet kullanımını günlük hayatımızın bir parçası haline getirebilmemiz için, şehrin tamamının trafik sirkülâsyonunun, toplu taşım güzergahlarının, yaya kaldırımlarının, oto ve bisiklet parklarının, kent mobilyalarının hep birlikte yeniden ele alınması ciddi, bilimsel çalışmalar sonunda çıkacak projelerin etap, etap uygulanması gerekir. Şehirlerimizde üniversite talebelerinin barınma sorununun yanında ulaşım bedelleri de ciddi rakamlar tutmaya başladı. Bu nedenle öncelik üniversiteye bağlanan yollarda bu bisiklet yolları yapım çalışması başlatılırsa trafikteki çok etkili bir grubun sorunu bir an önce çözülmüş olacaktır.
Bu bilim dalına saygı gösteren, projeye müdahale etmeyen yöneticilerin kent yaşayanları kısa zamanda farkı fark edeceklerdir.
Sağlıkla kalın dostlar…