Tanzimat rejiminin Batılaşma hamlesi ile öğretmen yetiştirme ihtiyacı doğmuş, ilk, öğretmen okulu Sadrazam Reşit Paşanın gayretleriyle 2.Abdülmecid zamanında 16 mart 1848 yılında İstanbul çapada açılmıştır. İlk müdürü Cevdet Paşadır. Bu okul, daha sonraları köy öğretmeni yetiştiren öğretmen okullarından seçilen başarılı öğrencilerle lise öğretmeni yetiştirmek üzere eğitim vermiş, Köy enstitülerin uğradığı ihanetle 1976 yılında kapatılmıştır. Cumhuriyetin eğitim hamlesi ile kurulan köy muallim mektepleri 1926 yılında mezun vermiş, mezun öğrencileri milli eğitim bakanı Mustafa Necati Yakalarına yıldız rozeti takmış,“… siz bu ülkenin ışık saçan yıldızlarısınız” diye Ankara garından uğurlamıştır. Atanan öğretmenlerin gittiği il valilerine Bakan mektup yazarak öğretmenler vali tarafından karşılanmıştır.
Cumhuriyetin eğitim hamlesi ile, harf devrimi yapılmış, okur yazar oranının artması için millet Mekteplerii1928 kasım ayında açılmıştır. Cumhuriyetin idealist eğitim hamlesi, 1947 den sonra çeşitli sebeplerden dolayı yara almış, “1950’li yıllarda yaşanan birçok gelişmenin alt yapısının 1940 yıllarında hazırlanmıştır. ”Atatürk zamanında hazırlanan tüm müfredatlar değiştirilerek, Atatürk’ün yetkin bir komisyona hazırlattığı Türk Tarihinin Ana Hatları müfredattan kaldırılmış, milli duygu ve tarih şuuru yerine hümanist bir algı ile Anadolu Yunan bakiyesi gibi gösterilmiştir.
1947 yılında on yaşında olan çocuk 1960’da 23 yaşında hümanist milli duygu ve tarih bilincinden kopuk bir genç olarak üniversiteden mezun olmuştur.1950.1960 yılarında köylerde öğretmenlik yapan köy enstitüsü mezunu öğretmenler görev yaptıkları köylerin çarpıklarını roman ve hikayeleştirerek köy edebiyatı oluşturmuşlardır. Bu öğretmenler köylerdeki sefaleti ve cehaleti , ağa ve aşiret zulmünü romanlarında işlediklerinden iktidar tarafından ezilmişlerdir.
1960 ihtilali sendikal özgürler sağlamıştır. Öğretmen sendikası etrafında kümelenen öğretmenler kendi sorunları dışında eylemlerde bulunduklarından, ülkede anarşiye sebep olmuşlar 1981 yılında sendikaları kapanmış, cumhuriyetin hedeflediği ideal öğretmen profilinden eser kalmamıştır. Ceza kanunun 141 ve 142 maddesine göre komünizm propagandası yaptıkları gerekçesi ile kapatılan bu solcu yapının karşısında, birde Ülkücü Öğretmenler Derneği örgütlenerek Cumhuriyetin ışığı olan eğitici yapı tamamen siyasallaştı ve ikiye bölündü. Öğretmen öğretmeni öldürür hale geldi.
1981 yılında Atatürk’ün millet mekteplerini açmasının 100. Yılında devrin milli eğitim bakanı Hasan Sağlam illerde öğretmen evleri yaparak solcu ve ülkücü öğretmenleri aynı binaya sokabilme başarısı gösterdi. Öğretmenlerin aynı masaya oturmaları hayli zaman aldı.
Atatürk; cumhuriyetin devamı için öğretmen ve gençlere sonsuz güvenmişti. Cumhuriyetin aydınlık ruhunu gençlere aşılayacak olanlar öğretmenlerdi. 1921 de düşman Polatlı’da mevzilenmiş top sesleri Ankara’da duyulurken,yurdun çeşitli yerlerinden gelen kadınlı erkekli 250 öğretmenin katıldığı kongreye katılarak milli ruhu tazeleyici uzun bir konuşmayı yapmıştır. Mealen;
“…..Milletimizin seciyesi çok yüksektir. Bu yüksek seciyeyi gençlerimize aşılayacak güç sizlersiniz. Milli hükümetimizin gönülden istediği sizlerin rahat yaşamasını temin edecek şartları oluşturamadığını bilirim. Böyle olmasına rağmen milletimizi yetiştirmek gibi kutsal bir vazifeyi benimsemiş olan yüce topluluğunuzun bu günkü şatları göz önünde bulundurarak, her türlü güçlüğü göz önüne alarak , bu yolda sarsılmadan yürüyeceğinize güvenim tamdır. Bu göreviniz pek önemlidir. Bu görev milletimizin yaşaması ile yakından ilgilidir. Bu görevde başarılı olmanızı Tanrıdan dilerim.”
Aklî düşüncenin örselendiği, teolojik yapının karanlığının hissedildiği bir ortamda ,aydınlık gelecek ümidi ile öğretmenlerimizin günü kutlu olsun.>