Orta Doğu’da başlayan Gazze çatışmaları ve sonrasında Lübnan’a ve İran’a sıçrayan füze savaşı, konu ile ilgili çevre ülkelerini ve özellikle Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. 

‘Türkiye savaşa müdahil olursa üçüncü Dünya Savaşı çıkabilir’ diyen birçok uzman siyasetçi görüş ve fikirlerini paylaşıyor. Türkiye henüz iç meselelerinin tamamiyle üstesinden gelmemişken, savaş söylentileri var.  Aklıselim yöneticinin ve ülke insanının ayrışmaya karşı olması ve ulusal konularda tek vücut olması doğaldır. ‘Aynı gemideyiz’ sözü boşa söylenmemektedir.

Geçmişten bu yana, hak ederek yerleştiğimiz vatan topraklarındaki varlığımız hiç kabul edilmemiştir. Anadolu coğrafyasında binlerce yıl öncesi kurulmuş en eski devletlerden olan Türk Sakha’lardan sonra, Selçuklular tarafından ve devamında Osmanlılarca devam eden ve yüzyıllarca süren yönetimler, elbet hiçbir batılıyı memnun etmemiş.

Günümüze kadar bin bir entrika ile devletimizi ve milletimizi zora sokan batılılar ve ağaları ABD, hiç dostumuz olamamış. Yüzümüze gülüp kuyumuzu kazmaya çalışmışlar.

Sınırlarımızın güneyinde batı ve ABD destekli terör örgütlerinin bütün uğraşlarının bizim ülkemiz olması, artık gizli değil. 

Çok şükür bunca saldırı karşısında çaresiz kalmadık hatta daha fazla güçlendik. Devletlerin savaş yapmaları, önce halkının savaşa razı olması ile olur. Terör belası olmasaydı, belki Kuzey Irak ve Suriye’de yapılan operasyonlar desteklenmeye bilirdi. Yine de ülkemize sızmalar var. Kontrolsüz göç ile hangi niyetlerle geldiklerini anlayamadığımız yaşları genç, Afgan, Suriyeli, Iraklıları, barındırıyoruz. Bu konuda iğneyi kendimize de batırmalıyız. Yeterli tepkiyi veremiyoruz.

SAVAŞ SENARYOLARINA ÇALIŞILMIŞTIR

Yetişen gençliğimiz, rahat iş, çok para istiyor. Bizim neslimiz, büyüklerimizin anlattığı savaş yıllarını ve yokluğu dinledi. Ama şimdiki neslin rahata alışmış bir bölümü, pak umursamıyor gibi.

Geçmişte okullarda askerlik dersi vardı. Tarihimizin yanı sıra askerliğin önemi anlatırdı. Türk birliği fikir sisteminin önderi H. Nihal Atsız 1940’lı yıllarda “Bütün Türkler bir ordu” diyerek o yıllardaki gençlik üzerinde etkili olmuştu.

Türkiye’nin Orta Doğu’daki savaşa dahil olması, bölge ülkeleri ile bölgede hesap yapanların planlarını bozacaktır. Bu sebeple batılılar ve ABD, planlarını etap etap yürüterek bölgeye egemen olmak istiyor ve bu konuda İsrail maşası kullanılıyor.

Orta Doğu’nun en eski egemen devleti Türkiye Cumhuriyeti, son yıllardaki savunma sanayi yatırımları ile ve sürdürdüğü sınır ötesi politikaları ile, yaptığı operasyonlar ile diş geçirilemeyecek bir ülke olduğunu ispatlamıştır. Ara sıra çıkan çatlak seslere rağmen, Türk Genel Kurmayı, her koşul için hazırdır. Savaş senaryolarına çalışmıştır.

Hoşça kalın, sınırlarımızda sıkıntı olursa Atilla’nın dediği gibi “sınırları genişletin”…