Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Antalya Haberleri
KORKUNÇ VE KORKU DOLU BİR TOPLUM!!!

KORKUNÇ VE KORKU DOLU BİR TOPLUM!!!

YAYINLAMA:

Hangi düşünce iklimindeyim, bilmiyorum. Bildiğim tek şey beynimin cayır cayır yandığı.. Yandığı ve kül olduğu. Elimin kalem tutmadığı.. Artık düşünmekten oldukça uzağım. Hattâ hiç düşünemiyorum bile. Hiçbir şey düşünemiyorum.. Yazmak mı? Elim titriyor; yazmaya cesaret edemiyorum.. Neyi yazacağımı bile bilmiyorum.. Sonra yazsam ne olacak diyorum, kendi kendime. Yazdık da ne oldu, diyorum.. Kim okudu kim yazdı; düğümleri kim çözdü, koyun kurt ile gezemedi. Ve kurtlar acımasızca kuzuyu yedi. Körpecik bir kuzuyu hayattan koparıp attı. Yazıyoruz da ne oluyor? Kim okuyor, kim dinliyor? Ne değişiyor Allah aşkına, birisi çıksın söylesin. Ülkem artık aydınlık bir düzlemde, her türlü cahilliği, her türlü karanlığı, her türlü vahşeti yendi desin.. Yazmaktan usanır mı insan? Bırakın usanmayı, utanma noktasındayım artık. Utanıyorum yazmaktan! Bu mudur gelinen nokta? Bu mudur bu güzel ülkemin hakettiği şey? Yazık! Binlerce kez yazık! Buz dağının ötesinde berisinde, altında üstünde daha neler var kim bilir? Hem din görevlisi, hem muhtar, hem ağa, hem siyasetçi, hem de amca; toplum kendi katilini çoktan seçmiş zaten.. Bunun ötesinde daha ne olabilir, ne söylenebilir ki? Ancak hiçbir gerekçe, sekiz yaşındaki masum bir çocuğu hayattan koparmak için geçerli olamaz.. Olmamalı! Ya toplumdaki iki yüzlülüğe ne demeli? Bir masum yavruyu koruyamamanın utancı bir tarafa; toplumsal çürümenin tam ortasında bile üzgün görünerek festival alanlarında gerdan kıvırmalar, göbek hoplatmalar; timsah gözyaşları.. Memleket yanarken bile, bir elde ayna, bir elde tarak, pencere önünde saç taramalar.. Bu nasıl bir duyarsızlık, bu nasıl bir vurdumduymazlık; anlamak mümkün değil! Hangi zaman diliminde bu kadar çözüldük ve ne zaman bu kadar kokuştuk? İşte beynimi yakan sorular silsilesi bunlar.. Nasıl bir toplum hâline geldik ya da getirildik yarabbi? Beyazla siyah kadar birbirimizden ayrıştığımız yetmiyormuş gibi en derin toplumsal travmalara bile duyarsızız artık. İçinde yaşadığım toplumun ne istediği konusunda hiçbir fikrim yok desem, yeridir! Artık bilimden, bilgiden, aydınlanmadan, entellektüellikten, sosyolojiden, felsefeden söz etmeyeceğim.. Bu kavramların bir önemi kalmadı maalesef yaşamaya ve çözmeye çalıştığım iklimde! Ve bu kavramların, gelinen noktayı aydınlatmaya ve açıklamaya mecali yok maalesef!! Ne var ki bu toplumsal çürümenin hesabını birileri mutlaka vermeli! Vermeli!!!!!!! Bilmem farkında mıyız, bu süreçte her an suç işleme ve şiddet potansiyelimiz bir hayli arttı.. Evde, iş yerinde, sokakta, trafikte, çarşıda, pazarda tahammülsüz ve kavgacı bir toplum olduk çıktık.. En küçük bir tartışma çok büyük olaylara hattâ cinayetlere bile yol açabiliyor.. Siz siz olun sakın kimselerle tartışıp sürtüşmeyin. Bırakın tartışmayı, toplum içerisinde, özellikle trafikte kimselere yan gözle bile bakmayın.. Kısacası biz artık eski biz olmaktan çıktık, bilesiniz.. Nerdeyse çıldırdık diyebiliriz.. Korkunç ve korku dolu bir toplum olduk, vesselam!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *