Siyasette son günlerde yeni bir parti kurma çalışmalarının yanısıra, bir birleşme hareketliliği başladı. Babacan bir yandan Meclis’te bir grup kurmaya çabalarken, bir yandan da birleşmek için çalışmalarını sürdürüyor.. Kiminle mi? Öncelikle kendisine en yakın hissettiği Gelecek Partisi ile.. Babacan’ın bu hamlesinden sonra Davutoğlu da konuyu partisinin MKYK toplantısında masaya yatırdı.. Üyelerin görüşlerini aldı.. 

MKYK toplantısı sonrasında yayınlanan bildirgede, Cumhurbaşkanlığı sisteminin ülkeyi getirdiği olumsuzluklardan söz edilerek, siyaseti, içine düştüğü çıkmazdan kurtarmak için her türlü fedakârlığa hazır oldukları bildirildi.. Ve Genel Başkan’ın, önümüzdeki günlerde bu yönde istişarelerde bulunmak üzere diğer genel başkanlarla, ilgi duyan bağımsız milletvekilleriyle ve siyasi şahsiyetlerle görüşmeler yapmayı plânladığı ifade edildi.. Ancak ilginç bir detay; toplantı bildirgesinde Davutoğlu’nun AK Parti ile görüşmesine, Antalya Milletvekili Serap Yazıcı bildirgeye imza atmayacağını belirterek çekince koyuyor…

Gerek Davutoğlu, gerekse Babacan, tek bir çatı altında parti kurmayı başarabilecek güç ve yetenekte iken, maalesef söylemleri ve çıkış noktaları üç aşağı beş yukarı aynı, yolları ayrı birer parti olarak çıktılar vatandaşın karşısına.. Partilerini tek çatı altında kurabilselerdi, bir aksiyon yaratabilirler, bir ses getirebilirlerdi belki.. Davutoğlu’nun tüm ısrarlarına ve çabalarına rağmen Babacan ne kuruluş aşamasında, ne de geçtiğimiz genel seçim öncesi birleşmeye yanaştı.. Yaşanan genel ve yerel seçim süreçlerinin ardından baktı ki olmuyor; birleşme ihtiyacı kaçınılmaz, önce Meclis’te grup kurma çalışmasına, ardından daha geniş bir birleşme gayretine girdi.. 

Her iki genel başkanın hem ayrı yollardan yürümeleri, hem de parti kurmak için üç yıl gibi uzun süre beklemeleri, vatandaşın kafasını karıştırdı.. Hattâ vatandaşın güvenini sarstı denilebilir.. Geçtiğimiz genel seçimlerden önce bile iki parti birleşip seçime öyle girselerdi, geleceğe dâir Türk siyaseti adına bir sinerji ve aksiyon oluşabilirdi.. Gerçi CHP listelerinden aday göstermeleri her ne kadar DEVA'nın işine yarasa da, Gelecek daha çok milletvekili kazanabilecekken, şu günlerde bazılarının AK Parti'ye geçti geçecek dedikodularıyla ismi anılan on milletvekili ile yetindi.. 

CHP listelerinden seçime girmek, özellikle Gelecek için stratejik bir hataydı.. Stratejik bir başka hata, yerel seçimde belediye başkan adayı çıkararak seçime ayrı girmesiydi.. Aday göstermeyip CHP’yi destekleseydi, daha çok meclis üyesi çıkaracak ve meclislerde söz sahibi olacaktı.. Yerel seçimdeki durum, Deva için de geçerli elbette.. Evet. Bir yanda yeni parti kurma çalışmaları, bir yanda birleşme çabaları.. Her ne kadar Deva ve Gelecek birleşse; Babacan Genel Başkan, Davutoğlu Cumhurbaşkanı adayı olsa da, her iki parti için artık çok geç. Çünkü tren çoktan kaçtı, vesselam…