AK Parti’nin 23. kuruluş yıldönümüne damgasını vuran olay, 13 belediye başbakanı ve 2 milletvekilinin AK Parti’ye geçişiydi..
Elbette bağımsız ve değişik partilerden de gerçekleşti bu geçişler. Lâkin burada dikkat çeken, YRP’den yapılan transferlerdi..
Her ne kadar YRP yöneticileri, bu belediye başkanlarının baskı ve şantajla AK Parti’ye geçtiklerini ifade etseler de, aslında durum pek de öyle görünmüyor.. Bu arada eskiden beri bu oynak siyasete sıcak bakmadığımı da belirtmek isterim. Bir seçilmiş, her ne kadar baskı ve şantaj görürse görsün, kendisine her ne kadar makam ve mevkiler teklif edilirse edilsin, seçilmiş olduğu partiyi terk etmemeli..
Seçildiği partiye saygısı yoksa bile, o partinin seçmenlerine saygı duymalı.. İşte siyasî etik burada başlıyor aslında..
Maalesef bizim siyasetimizde de temel noksanlık bu, yani siyasi etik… Bu son siyasî transferlerde önem arz eden ve dikkat çeken husus ise, son yerel seçimlerde yüzde yediye yakın oy alan -ki bu oyların çoğu AK Parti seçmeninden geldi- ve 63 belediye başkanı kazanan YRP’nin, 7 belediye başkanını AK Parti’ye kaptırmasıydı..
Daha önce de bir kurucu YRP milletvekili AK Parti’ye geçmişti..
Rahmetli Necmeddin Erbakan’ın ismini arkasına alan YRP, AK Parti’de beklediğini bulamayan ve özellikle AK Parti’nin ekonomi politikalarından memnun olmayan seçmen kitlesinin son yerel seçimlerde sığındığı limandı..
Kısa süre içerisinde beş yüz bin üyeye ulaşan ve yerel seçimde İstanbul’da bile yüzde dört oyu yakalayan YRP ve özellikle Fatih Erbakan, bu başarısını sürdürecek yeni siyasi söylemler geliştiremedi maalesef.. Gazze ve Hamas söylemlerinden öteye geçemeyen söylemler ise, vatandaşın pek ilgisini çekmedi.. Kaldı ki enflasyonla boğuşan vatandaşın, Suriyeli sığınmacılar, adalet, eğitim ve sağlıkla ilgili yaşadığı yoğun sıkıntılar varken..
Ama asıl mesele, YRP’nin gerekli ve yeterli kurumsallaşmayı sağlayamayışı..
Evet, fikirsel bazda AK Parti’nin tek ve asıl alternatifi gibi görünen YRP, şu ana kadar başaramadığı sürdürülebilir bir kurumsallaşmayı gerçekleştiremez ise, AK Parti’den gelen seçmen, hiç düşünmeden tekrar AK Parti’ye dönebilir..
İl, ilçe ve belde örgütlerini, kadın ve gençlik kollarını profesyonel anlamda ve siyaseten yetişmiş partililerden oluşturamayan, daha doğrusu kurumsallaşmayı sağlayamayan YRP sadece seçmenini değil; yedi belediye başkanı ve bir milletvekiliyle kalmaz, diğer seçilmişlerini de kaybedebilir..
Bakın örneğin Şanlıurfa Belediye Başkanı eli kulağında bekliyor..
YRP’nin bir başka handikapı da gerekli medya desteğini ve STK’ları yanına alamayışı..
Kendisini rahatça anlatıp ifade edebileceği ne bir medya kanalı, ne bir sendika mecrası, ne de güçlü bir sivil toplum kuruluşu var yanında..
Eğer YRP fikirsel düzeyde AK Parti’nin tek rakibi ve alternatifi olmayı sürdürecekse, süratle kurumsallaşması gerekiyor..
Ya da yine kendisi gibi Milli Görüş tabanlı Saadet Partisi ile birleşip, Saadet Partisi’nin kurumsallaşmış kimliğinden yararlanmalı..
Belki yanına Gelecek Partisi’ni de alarak..
Vesselam…
NOT: Bu arada TBMM’de yaşanan çirkin ve kabul edilemez olayı şiddetle kınıyorum. Umarım bir kez daha yaşanmaz…