İngiltere’nin
ünlü Guardian Gazetesi Antalya’da çevreye koruma mücadelesi verirken Mayıs
ayında Finike’deki evlerinde cinayete kurban giden Aysin-Ali Büyüknohutçu
çiftinin hikayesini sayfalarına taşıdı. Guardian’ın haberinde 'Ali ve Aysin
ölmüş olabilir ancak hala hayattakilere yardım edebilirler" ifadesine de
yer verildi.
İngiliz
Guardian gazetesi, Antalya'da çevre koruma mücadelesi içinde yer alan ve Mayıs
ayında öldürülen Aysin ve Ali Büyüknohutçu'nun hikâyesini sayfalarına taşıdı.
BBC
Türkçe’ni9n haberine göre, Jonathan Watts imzalı tam sayfa haberin başında çiftin, doğaya yakın olmak
için emekliliklerinde Antalya'nın Finike ilçesindeki bir yayla evine
yerleştikleri, evin yakınlarında doğaya zarar veren taş ocaklarına karşı
mücadele vermeye başladıklarında ise hayatlarının değiştiği aktarılıyor. Çiftin
başkalarıyla birlikte kurduğu Toraçder'in (Akdeniz Kıyıları Çevre Koruma
Derneği) kurucularından Bayram Tasel gazeteye şunları söylemiş: "İlk
baştaki hedefimiz, insanları doğa konusunda eğitmekti. Daha sonra taş
ocaklarının ormana zarar verdiğini fark ettik. Onlara karşı kampanya başlattık.
Bunun tehlikeli olacağını biliyordum ancak bir cinayete yol açacağını
düşünmemiştim".
Zanlının
mektubu ardından gelen ölümü
Guardian çiftin, taş ocaklarına karşı açtıkları bazı davaları kazandıklarını,
bu davalardan çok kısa sonra ise öldürdüklerine dikkat çekiyor. Gazete, zanlı
Ali Yumaç'ın yakalandıktan sonra cinayeti para karşılığı işlediğini itiraf
ettiğini, daha sonra ifadesini değiştirerek bunu kendi başına hırsızlık için
yaptığını söylediğini, hapishaneden eşine ilettiği son mektubunda ise bir maden
şirketi sahibinden para istediğini yazıyor. Mektupta, "Bana vaat ettiğiniz
ödemeyi yapın. 'Öldür paranı hemen vereceğiz' diye vaatlerde bulunup, neyi
bekliyorsunuz? 10 gün içerisinde param gelmez ise görüşürüz. İpleriniz
cebinizde haberiniz olsun" ifadeleri yer almıştı. Gazete, Ali Yumaç'ın bu
mektuptan kısa süre sonra intihar etmesinin, aktivistler tarafından inandırıcı
bulunmadığını yazıyor. İsmini vermek istemeyen bir doğa aktivisti gazeteye şu
görüşlerini aktarmış: "O, intiharlara karşı da korumalı, yüksek güvenlikli
bir L tipi hapishanede kalıyordu. Kendisini öldürdüğünü düşünmüyorum. Onun
susturulduğuna inanıyorum." Çiftin avukatı Eser Dursun ise şunu eklemiş:
"Katil öldüğü için (davayı) kazanamayız. Türk kanunlarına göre bu, davanın
kapandığı anlamına geliyor".
'Cinayetle
mesaj verildi'
Guardian'a konuşan İstanbul'daki Kuzey Ormanları Savunması grubundan Onur Akgül
ise, bu cinayetin kendilerine bir mesaj olduğu görüşünü savunmuş:"Ali ve
Aysin'in öldürülmesi Türkiye'deki yeni iklimin bir göstergesi. Ülkemiz
tarihindeki çevreye yönelik saldırıların en büyüğü bugün yaşanıyor. Onların
öldürülmeleri başkalarına bir mesaj olarak görülebilir."Haberin sonunda
Ali ve Aysin'i destekleyenlerin zor bir durumda kaldıkları belirtiliyor: "Ali
ve Aysin'in destekçileri bugün zor bir konumda. Hayatını kaybeden çiftin evini
bir ekoloji mekanına dönüştürmek, Antalya'da onların anısına bir park kurmak,
taş ocaklarına karşı mücadeleye devam etmek ve adaletin tecelli etmesini
istiyorlar.
"Kampanya
içinde yer alanlardan biri, 'Türkiye'de ilk kez iki insan, doğayı korumaya
çalışırken öldü. Eğer kazanırsak bu, benzer durumlardaki diğer insanlara
yardımcı olacak bir emsal oluşturacak' diyor ve ekliyor: 'Ali ve Aysin ölmüş
olabilir ancak hâlâ hayattakilere yardım edebilirler"(Haber Merkezi)