Akıl mantık sahibi gelip bu projeyi bize bir anlatı versin. Basından TV ekranlarından aldığımız bilgiler bizim kafamızı karıştırır hale geldi. Size soruyorum ve bizlere bir cevap verin lütfen.
1) 1950 ve 1960’lı yılardaki Müslümanlık, İslami anlayış değişti mi? Zira o tarihlerde ramazan aylarında köylere din hocaları getirilir, bir ay için teravi namazı kıldırır, mahallenin çocuklarına namaz sürelerini öğretir, oruç ve genel İslami kurallar hakkında bilgiler verir, doğru insan olmanın kurallarını öğretir, başkasının hakkını yememeyi, haksızlık etmemeyi, hırsızlık yapmamayı, kullara karşı kötülük yapılmamasını, haram ve helalın ne demek olduğunu, çalışmanın kutsiyetini, insanlar arasında, aile içinde iyi geçinmenin, hak ve hukuka saygılı olmanın, temizlik ve sağlığımızın korunmasının insana
Mala mülke, canlı mahlukata karşı acımasız olunmamasını, tasarruf ve paylaşmanın ne kadar faydalı olduğu gibi bu ve benzeri güzel eylem, söylem ve davranışların sergilenmesinin Müslümanlığın, İslam’ın şartları arasında olduğunu falan öğretirlerdi. Bütün bu şartlara uymanın, ülkesinin kalkınmasına ve toplumun kültürel bakımdan kalite arz etmesiyle faydalı insanlar olarak sürdürülebilir bir yaşam sağlanmasının kime ne zararı var, Müslümanların koşulları arasında bu ilgileri alarak iyi bir vatandaş olmanın sakıncası mı var sormak gerek... Dahası da var. O bir aylık ramazan ayı içinde köylerde tutulan din adamının aylığını da diyanet işleri değil, köy halkı kıt kanaat harçlıklarında çıkarıp öderlerdi.
2) Bayalar ülkemizde 70 yıl önce uygulanan bir İslamiyet ve Müslümanlık örneği yukarıda anlatılan gibiydi. Peki şimdi ne oldu da neye ihtiyaç duydunuz da İslamiyet, yok efendim Müslümanlık adı altında cemaatleri, tarikatları, bir takım; anlaşılmayan dini gruplar, öyküleri yaratıyorsunuz, 1.maddede yazılı olan insani izahatlar ve uyumlar, insan olmamıza yetmiyor mu, hiçbir çıkar gözetmeden dürüst insan yetiştiren alim ve akil din adamları hata mı yapmışlardı...
Aynı zamanda köylerimizde cumartesi-pazar günleri hoca efendiden din dersi alıyorduk, hafta içinde de okulumuza gidip Cumhuriyet’in ilkelerini, Atatürk ve Devrimlerini, ülkenin nasıl ve hangi şartlarda düşmanlardan kurtarıldığına dair tarih dersleri, yurttaşlık bilgisi dersini, yani iyi vatandaş olmanın yollarını, yanı sıra matematik-cebir-geometri-dört işlem dersleri coğrafya, din bilgisi dersi okuyor idik. Tabiat bilgisi, hayat bilgisi, aile bilgisi ve daha nice nice dersler okuduk. Doktor olduk, mühendis olduk, avukat olduk vb...
3) Şimdi bir ÇEDES Projesi adı altında okullarımızda bir proje başlatılmış. Bilen bir insanımız gelip bize bunun ne demek olduğunu anlatsın. Bu proje tam uygulanması halinde ülkemiz ne ölçüde kalkınacaktır, mesela 1930’lu yıllardaki gibi uçak yapıp, motor sanayi kurup dışarıya satabilecek miyiz,
‘yerli malı yurdun malı, her insan onu kullanmalı’ denilen yerli malı üretimine geçip ithalatı ne ölçüde engelleyebileceğiz, yönetimde liyakat ve laiklik sözcüklerinin manasına uyulabilecek mi, insan hakları, Anayasal koşullara ve evrensel hukuka tam olarak uyulabilecek mi, gelin bize anlatın.