1) Durun hele bir nefes alayım, yoruldum, şaşkınım. Neler oluyor bu ülkeye, bir avuç beli silahlı, başı külahlı, eli bıçaklı serseri bu kadim toplumu, şehitlerin kanıyla sulanmış; misakı milli korumalı Türkiye'yi, Anadolu'muzu teslim alacaklarını mı sanıyorlar.

 

Bıktık artık, ne idiğü belli olmayan iki serseri acil servise giriyor, hastaları ve kazazedeleri için can siperane ter akıtan doktorlar dövülüyor, sövülüyor, darp ediliyor, yerlerde sürükleniyor, tekmeleniyor. Yardımcı personel de aynı saldırılardan nasibini alıyor. Bu şeref fukaraları, bu ahlak yoksunu, insanlıktan nasibini almayan iki ayaklı yaratıklar genel olarak adli şartıyla ile bırakılıyorlar.

 

Türkiye kamuoyu olarak Sayın Sağlık Bakanı Size sesleniyoruz. Bu hengâmeden acil serviste ağrılar ve sancılar içinde tedavi sırasını bekleyen hastalar da kısmetine düşeni alıyor, yumruklanıp tekmeleniyorlar. Ulusal TV’den, basın ve genel olarak yayın kaynaklarından mutlaka bu vahşeti izliyorsunuzdur. Yahut bu korkunç gidişat danışmanlarınız tarafından sizlere iletiliyor olabilir. Hastanelerimizin güvenliğine sahip çıkılması, parlamentoda bu vahşi kimliklerin ebedi bertarafı için lütfen tedbir alınmalı. Millet olarak haklı talebimiz budur.

 

2 ) Şiddetten, tacizden dayanamaz hale gelen eş; “Yeter” diyor. Kanuna başvuruyor. Saldırgan uzaklaştırma alıyor. Ama kim dinler kanunu, kim dinler kararı, kim dinler devleti, “Hepsi bana vız gelir” diyor saldırgan katil. Zavallı, masum yavrucaklarının gözleri önünde vahşice katlediyor kadıncağız. Bir başkası sayısız bıçak darbeleriyle, eşinin kanını oluk oluk akıtıyor yolun ortasına. Katilin sabıkasına bakıyorsunuz, 50-60-70-80-100 sabıkası var. Akıl alır gibi değil

 

3 ) Bir başka katil profili caddede yandaki aracın yolunu kesiyor, “Şehir bana ait, haksız da olsam benim geçiş önceliğim var, çekil kenara” deyip kırıyor direksiyonu sade vatandaş şoförün önüne. Haklı olarak soruyor vatandaş; “Ne oluyor kardeşim yolumu niye kesiyorsun “ diye sorunca; Katil köpek balığı “Sen kimsin bana soru soracak, şehrin cadde ve sokakları benden sorulur” dercesine çekip 14’lüyü dan...dan...dan vuruyor vatandaşı. Geçen gün benzeri bir olayı Muratpaşa lisesinin önünde ben de yaşadım. Aklımı kullanıp kaçtım. Neyse ki çok şükür ülke basınına gündem olmadan kurtuldum. Demek ki hala yiyecek ekmeğimiz, içecek suyumuz varmış. Bu gün bana, yarın sana olmayacağının asla bir garantisi yok. Hadise bu...

 

4 ) Soysuz, soytarı, kanla beslenen vampirlerin göğüslerinde levhaları yok. Pek merak konumuzdur ki; Yahu Allah aşkına onca silah, bunca saldı aracı, döner bıçağı, kesici, delici vurucu, öldürücü ölüm avadanlıklarını bedeninde taşıyarak adım başı cinayet işleyen bu vahşi yaratıklar bu cürret ve cesareti nereden alıyorlar? Cep telefonu taşırcasına bunca silah ve ölüm makinelerini nereden satın alıp, ne hakla kullanıyorlar?

 

ALLAH AŞKINA NASIL ÇÖZÜLECEK?... KORKUYORUZ-KORKUYORUZ…