23 ve 24 Temmuz günlerinde, biz gazetecileri ilgilendiren önemli olaylar var.
23 Temmuz 1960’ta, Türk Edebiyatçılar Birliği olağanüstü
toplantı yaptı. Toplantıda Peyami Safa, Samet Ağaoğlu ve Faruk Nafız Çamlıbel,
27 Mayıs'tan önce baskı rejimi taraftarı oldukları gerekçesiyle birlikten
çıkarılmışlar.
23 Temmuz 1968 de, Konya'da İslamcı bir grup, Öğretmenler
Lokali'ni ve Yeni Konya gazetesini, tahrip etmiş.
Anlaşılan basın üzerindeki baskılar ve de tacizler hep
olmuş. Demek ki, ‘Doğru söyleyeni dokuz
köyden kovarlar’ sözü boşa söylenmemiş. Basına yapılan yaptırımların
bazılarının doğru olduğundan yola çıkarsak 1960 yılında baskı rejimini
destekleyenlerin dışlanması bence doğru. Her dönemde olduğu gibi, güce tabi olarak yayın hayatını sürdüren
gazetecileri hep eleştirmişimdir. Bazen de 1968 yılında Konya’da olduğu
gibi, yapılan haberlerden rahatsızlık duyanların gazetelere ve gazetecileri
yaptıkları saldırılar, günümüze kadar süregelmekte.
Basın dünyası için 24 Temmuz tarihinin de önemi var. Her
ne kadar kutlanacak bir tarafı kalmamış olsa da, Osmanlı
Dönemi’nde 2. Meşrutiyet’le birlikte, basına sansür uygulanmasının 24 Temmuz
1908’de, sona ermesi var. Günümüze kadar uygulandı mı? Dersek, ben 36 senedir layıkıyla
uygulandığını görmedim. Her vesilede basın hedef olmuş, yapılan haberlere
tepkiler verilmiş, hatta davalar açılmıştır.
Basın özgürlüğü, çağdaş demokrasilerin
olmazsa olmazıdır. Kamuoyunun gerçekleri öğrenme, doğru haber alma hakkı olarak
belirlenen basın özgürlüğü ise Türkiye’de dünya sıralamasında sonlarda.
Son çıkarılan torba yasayla reklam ve aboneden mahrum
bırakılmak istenen yerel basının bunaldığı aşikâr. Anlaşılan bir nevi mobbing
uygulanmak isteniyor. İstenilen ölçüde haber yapmamız isteniyor. zülfüyâre
dokunmamak kaydı ile destekleneceği, aksi takdirde dışlanacağı algısı
yaratılıyor gibi.
Bundan sonraki süreçte kapanan veya gücün eline geçemeye
mecbur kalan gazeteleri izleyeceğiz. Belki de, işsiz kalan basın camiasının
mağduriyetlerine şahit olacağız. Basın olarak bu süreçte bize düşen duruş,
birlik olup, direnmek olmalı. Belki de 3-4 gazetenin birleşerek 24-26 sayfa
gazete çıkararak güçlü olmanın yoluna bakmalı.
Hoşça kalın, hür ve çağdaş basınla kalın.