Savaş yıllarında yaşanan yokluk günlerini yaşamış nesillerden çok hikaye dinlemişimdir. Adeta bir neslin yokluğa alışarak yaşam sürdüğü o yılları, ülkemiz insanı birkaç dönem daha yaşadı.
Türkiye’mizde vatandaşların, iyi yönetilebildiği dönemler dışında pek de öyle refah içinde yaşadıklarını söyleyemeyiz. Kurtuluş Savaşı'ndan çıktıktan sonra, ülkemizin yeniden yapılanma sürecinde, özellikle başkent Ankara'nın imarında yapılanlar, bütün ülkeye ve yabancılara parmak ısıtmıştı.
Cumhuriyetin ilk yıllarındaki kalkınma hamleleri, ülke ekonomisini ayağa kaldırmak için kurulan fabrikalar, aradan geçen 90 yılda bile halen unutulmadı. O yılların yokluk günlerinde ve kısa zamanda başarılanlar, hep ibretlik oldu, aynı hızda bir çalışmayı sonraki yıllarda pek göremedik. Üstelik o yıllarda yapılmış ve günümüze kadar gelen ekonomik işletmelerimiz, fabrikalarımız elimizde pek kalmadı. Kimisi yabancılara, kimisi de arazileri sebebiyle rant kovalayan inşaat şirketlerine satıldı.
Daha sonraki yıllarda ihtilaller yaşandı, Kıbrıs harekâtı oldu ve peşinden ambargolar dönemini yaşadık.
Yatırımlar durdu, sabah erken saatlerde benzin kuyruklarına girilir oldu. Başka bir çare bulamamış dönem iktidarları tekrar Amerika'ya yaklaşmayı uygun gördü. ABD nin istediği bir göz, biz iki göz olarak verdik.
Dünyanın jandarması benim diyen Amerika'dan o gün bu gündür ayrı hareket edemiyoruz. Nato demişlerdi hemen kaydolduk. AB dedikleri elma şekeriyle de oyalanıp duruyoruz. ABD karşıtı gençlik hareketleri olmuştu ama eylem yapanların olayları, Timur'un filleriyle savaşılıyormuş gibi oldu ve tarihe geçti. FETÖ kalkışma hareketi moralleri de bozdu, ekonomiyi de bozdu. 40 sene FETÖ’ye alkış tutan çıkar gurupları, şimdi ne durumda olduklarını, sorgulayan da yok.
İnsanları eve kapatan, korku günleri yaşatan pandemi süreci ile ve diğer bütün olumsuzluklar, bozulan ekonomi ve pahalılık için ülkeyi yönetenlerin başarısızlıklarına iyi birer bahane de oldu.
Günümüzde yine ABD'ye F 16 konusunda gülücük atıyoruz. 350 milyon aynı dili konuşan ve aynı kültüre sahip milletimizin bir güç oluşturmakta gecikmesi önemli bir kayıp. Son yıllarda geliştirilen savunma sanayimiz, hepimiz için memnuniyet verici bir durumda ama her iki konuda da geç kalındığını söyleyebiliriz.
Son yıllarda bozulan ekonominin sebebini bilen yok. 5 Yılda 4 Maliye Bakanı değiştiren ülkemizde ekonominin dikiş tutmadığı aşikâr. Yokluk içine düşen halkımızın pahalılıkla savaşını kimse görmezden gelemez. Demek ki, milletimizin pahalılıkla ve yoklukla savaşı daha devam edecek. Belki de bu
Coğrafya halklarının kaderi bu.
Hoşça kalın, hep üreterek yokluğu yenin.