DEVA Partisi Kadın Çalışmaları Başkanı Hatice Aksoy, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Farkındalık Günü kapsamında düzenlenen basın toplantısında, kadına yönelik şiddetin tüm boyutlarına dikkat çekerek topluma sorumluluk çağrısında bulundu. Aksoy, “Bugün burada, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Farkındalık Günü kapsamında sizlerin karşısındayız. Bu gün, kadınların karşılaştığı şiddetin boyutlarına dikkat çekmek, bu sorunun çözülmesi için hep birlikte sorumluluk almak ve sesimizi duyurmak adına büyük bir anlam taşıyor. Kadına yönelik şiddet, sadece fiziksel olmayıp, psikolojik ve ekonomik şiddeti de içine alan geniş bir sorundur. Ne yazık ki, her gün dünya genelinde milyonlarca kadın, şiddet nedeniyle hayatının farklı alanlarında zarar görmekte. Kadınların yaşadığı bu travma, sadece kendilerini değil, toplumu ve gelecek nesilleri de etkilemektedir” dedi.
Kadınların yaşadığı şiddetin temel nedenleri
Aksoy, konuşmasında toplumsal cinsiyet eşitsizliği, ataerkil yaklaşımlar ve ekonomik nedenlerin, kadınların şiddete maruz kalmasında en önemli etkenler olduğunu belirtti. “Kadınlar, birey olarak haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkmalıdır. Şiddet, sadece kadını değil, toplumu ve gelecek nesilleri de olumsuz etkiliyor,” dedi. Ayrıca kadınların huzurlu bir yaşam sürmesinin, yetiştirdikleri çocuklar üzerinde olumlu etkiler yaratacağını vurguladı.
Şiddetin boyutları gözler önüne serildi
- Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu'nun 2024 yılı verilerini paylaşan Aksoy, şu bilgileri aktardı:
- Son bir ayda 475 kişi, ev içi şiddet acil yardım hattını aradı.
- Şiddete maruz kalan kadınların %43’ü eşlerinden, %6,3’ü eski eşlerinden, %2,5’i baba veya işverenlerinden şiddet gördü.
- Kadınların karşılaştığı şiddet türleri arasında %34,96 fiziksel şiddet, %40,65 duygusal şiddet, %12,20 sosyal şiddet, %6,50 cinsel şiddet ve %5,69 ekonomik şiddet yer aldı.
Aksoy, bu istatistiklerin kadınların çoğunlukla en yakınlarındaki erkekler tarafından şiddete uğradığını gösterdiğini söyledi.
İstanbul Sözleşmesi’ne dönüş çağrısı
Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde en önemli adımlardan birinin İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönüş olduğunu vurgulayan Aksoy, “Kadınlar, güçlü ve şiddetsiz bir dünyada yaşama hakkına sahiptir. Bu hakları korumak hepimizin sorumluluğudur. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, kadınların güvenli bir şekilde eşit haklara sahip bireyler olarak özgürce yaşamalarını gerektirir. Ancak ne yazık ki, bu alandaki ilerleme, kararlılıkla yürütülmesi gereken bir süreçtir. Bir toplumun gerçek anlamda ilerlemesi, kadınların haklarına saygı ve özgürlükleriyle mümkündür” ifadelerini kullandı.
Toplumsal farkındalık çağrısı
Aksoy, şiddetin sadece kadınların değil, tüm toplumun sorunu olduğunu belirterek farkındalık yaratma çağrısında bulundu. “Hep birlikte, kadına yönelik şiddetle mücadelede daha fazla farkındalık oluşturmalı, kadınları korumalı ve onlara daha güvenli bir dünya sunmalıyız” dedi.