Orman yangınları gündemi uzun süredir meşgul ediyor. Meşgul etmesi de gayet normal. 
3 tarafı denizlerle çevrili ülkemiz diyerek tanımladığımız Türkiye Cumhuriyeti’nde 4 taraf alevlere teslim. 
Kamuoyunda sıkça eleştiriliyor. Orman Bakanlığı bu eşletişlerin başında yer alıyor. Hızlı müdahale yok, ekipman yok, araç yok deniliyor. Evet eksiklik vardır illa ki ama toplumun hiç mi suçu yok.
Terör grupları mensuplarıyla da yangınlar ilişkilendiriliyor. Bu konu tabi ki araştırılmalı. En önemli hususlardan birisi bu ama tek başına yeterli mi?
Birçok haber yaptık. Çok sayıda yangın uzmanının, profesörün görüşlerine yer verdik. Uzmanı açıkça söylüyor, ‘İnsanlar ormandan soyutlanmalı, ormana girişler denetlenmeli, caydırıcı cezalar verilmeli, yangınların büyük bölümü insan kaynaklı, bunun önü alınmalı’ diyorlar. 
Asıl eleştiri burada olmalı. 
Bakanlık veya yerel yönetimler ya da ilgili kurumların asıl eleştirilmesi gereken durum denetimdeki aksamalar.
Denetimdeki aksamalar giderilirse yani insanları ormanlardan uzak tutarsak yangınların önüne geçilebilir. 
Ara ara haber yapılıyor. ‘Jandarma ormanı koruyor’ diye. Evet gayet güzel bir uygulama ama burada da birkaç eksikliği görmezden gelmeyelim. Kolluk kuvvetleri elbette ormanı korusun ama tek başına değil. 
Önceden o bölgede yaşayan insanlara eğitim veriliyordu. Bu kişiler ise orman gözcüsü olarak nitelendirilen ve hala devam edip etmediğine emin olamadığım sistemin içindeydi.
Ormanlık alanlarda yaşayan halkın bilinçlendirilmesi ve bu konuda görevlendirilmesi gerektiğinin bir kez daha altını çizerim. 
Orman yangınlarını önlemek için ilk önce o bölgedeki halkın bilinçlendirilmesi ve onlara sorumluluk yüklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Hatta o bölge halkından bazı kişilere kadro verilmesi ve Orman Bakanlığı altında çalışması gerektiğini tamamen destekliyorum.
Geçmişte uygulanan ve şu an uygulandığından emin olamadığım bu uygulamanın daha da yaygınlaşması yangın önlemede büyük bir öneme sahip olacaktır.
Tüm bunların yanı sıra ortaya itfaiyeci farkı da çıkmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda gazetemizde yapılan bir haberde şöyle bir cümle geçiyor, “Kent içinde çalışan itfaiyeci ile orman yangın eğitimi olan itfaiyeci bir değildir. Orman yangını eğitimi olan itfaiyeci daha bilinçli hareket eder.’ Cümlesinden yola çıkılmalı.
Her itfaiyecinin orman yangını konusunda eğitim aldığını tahmin ediyorum ama yeni geliştirilen teknik ve modellerin o itfaiyeciye aktarıldığından emin değilim. Tüm itfaiyecilere belirli ve uzun olmayan aralıklarla son teknikler ve davranış modelleri aktarılmalıdır.
Çözüm önerilerimi dikkate almanızı ve patlamayan kozalaksız günlerde yaşamayı umut ediyorum…