Venezuela yurt dışına kaçan en az 8 milyon, Ukrayna yurt dışına kaçan en az 10 milyon, Suriye yurt dışına kaçan büyük çoğunluğu asker kaçağı en az 7 milyon vatandaşını 21. yüzyılda kaybetti...Rusya'dan da milyonlarca asker kaçağı ve onların eşleri, çocukları ayrıldı...
2023 sonu itibarıyla Türkiye'den Schengen bölgesine turist vizesiyle gidip sığınma başvurusunda bulunanların sayısı 100+ bin.
Turist vizesiyle gidip resmen sığınma başvurusu yapmayan ancak Türkiye'ye dönmeyenlerin sayısı ise 300 bine yakın...
Avrupa Birliği dahil tüm Batı coğrafyası (ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya vs.) için Türkiye'den sadece geçen yıl yapılan vize başvurusu sayısının 3,5 milyonu geride bırakıyor...
AVRUPA'NIN KAYIP KUŞAĞI
Gelecekle ilgili kariyer ya da mesleki planı, vizyonu, ümidi olmayan serseri mayından farksız yaşamdan tek beklentisi anlık yüksek derecede sigara, alkol ve öldürücü uyuşturucu maddeler tüketmek olan ve bunları satın alabilmek için fuhuş ticareti yapan genç kayıp nesiller ise filmcilerin konu kaynağı olmaya devam ediyor...
Uyuşturucu bağımlısı gençlerin oluşturduğu bir arkadaş grubunun öyküsünü konu alan "Christiane F. - Wir Kinder vom Bahnhof Zoo" (1981) 12 yaşında esrar, 13 yaşında eroin kullanmaya başlayan uyuşturucu bağımlısı bir erkek fahişeye aşık olan Berlin'li kızın öyküsüydü...Kız eroin parası bulabilmek için fahişeliğe başlıyordu...
Férfiakt (2006), Anora (2024), Brüder der Nacht-Brothers of the Night (2016) Macaristan, Rusya, Bulgaristan gençliğinin birer çarpıcı portreleri...
Keyif verici maddelere bağımlı Junkie'ler, sigara, içki ve uyuşturucu maddeleri temin edebilmek için genelevlerde çalışan seks işçilerinin durumuna düşmüş durumdalar ve şantaj, hırsızlık, gasp, yaralama, öldürme, dolandırıcılık dahil her türlü suçu işlemeye eğilimliler
Brüder der Nacht-Brothers of the Night
Avrupa Birliği üyesi olsada Bulgaristan'da insanların gelecekle ilgili güzel planları yok...Yetişkin, yaşlı kadınları Türkiye gibi ülkelerdeki paralı erkeklerden para sızdırmak amacındalar, para sahibi olduğunu düşündükleri erkekleri "para yolla hemen yanına geleyim, vakit kaybetmeden evlenelim, nasılsa bir ayağımız çukurda" türünde yalanlarla dolandırma yolları üretmekle meşguller...Bu film ise Viyana'ya para bulmak arayışıyla gelen bir grup genç Bulgar Çingene delikanlısını konu alıyor. Mesleksizler ve memleketlerindeki eşlerine,annelerine, babalarına, çocuklarına para yollayabilmek için homoseksüellere saatlik olarak vücutlarını kiralıyorlar...
Férfiakt (2006):
49 yaşında Tibor (László Gálffi), orta yaş krizi geçiren bir kitap yazardır. Oyuncu eşi (Éva Kerekes) şehir dışında turnedeyken, androjen,biseksüel, gay fahişe olan 19 yaşındaki Zsolt (Dávid Szabó) ile tanışır. Fahişe yazarın evine ve kalbine ustalıkla sızmayı başarır. Müzik zevkleri (Schubert ve hip-hop), edebiyat ve yemek zevkleri (suşi) bize yaşın iki aşığı ayıran tek şey olmadığını sürekli hatırlatır. Zsolt'un arkadaş çevresi suçlulardan, hırsızlardan ve şantajcılardan oluşur.
Zsolt aynı zamanda yalan söyleme makinesi- bir mitomandır...Daha çok para sızdırabilmek için babasının Chernobyl de öldüğü yalanını söylerek müşterilerini duygusal olarak sömürür...
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN : YURT DIŞINA GİDENLER DÖNMENİN YOLUNU ARIYOR
Erdoğan: Yurt dışına gidenler dönmenin yolunu arıyor, teröre bulaşmama şartıyla kapı açık
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "kızlara erkek, erkeklere kız beğendiremiyoruz" dedi, boşanma ve evlilik oranlarından şikayet etti, "LGBT işlerine karşıyız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Erzurum'da gerçekleştirdiği ziyarette, Bilim Erzurum'da düzenlenen “Gençlerle Buluşma” programına katıldı.
Erdoğan, “Türkiye bir doktor, mühendis, sanatçı kaybetti, falanca ülke şunu kazandı, görüntülerinin devamı hiç de öyle söylendiği gibi olmuyor. Yurtdışına gidenlerin çoğu hayal kırıklığıyla geri dönmenin ne yazık ki yollarını arıyor” dedi.
Dönmek isteyenler için şart açıkladı
Türkiye'yi diplomasiden ekonomiye, güvenlikten temel hizmet alanlarına kadar her alanda dünyada ilk sıralara gençlerin ve sonraki nesillerin çıkartacağını savunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gençler siz bakmayın birilerinin ülkesini beğenmeyip yurt dışı güzellemesi yaptığına. ‘Ben varım’ diyeceksiniz. Sosyal medyada art niyetli olarak dolaşıma sokulan ‘Türkiye bir doktor, mühendis, sanatçı kaybetti, falanca ülke şunu kazandı’ görüntülerinin devamı hiç de öyle söylendiği gibi olmuyor.
Bu ülkenin, devletin kendilerine sağladığı imkanlarla eğitim hayatlarını tamamlayıp, iş tecrübesi edinip sonra yurtdışına gidenlerin çoğu hayal kırıklığıyla geri dönmenin ne yazık ki yollarını arıyor. Oralarda kalanların bir bölümünün de geri dönmeyi kendilerine yediremedikleri için yaşadıkları sıkıntılara özellikle göğüs gerdiklerini biliyoruz.
Her ne şekilde olursa olsun teröre bulaşmamış, bu şartla bu ülkenin kapıları da milletimizin gönlü de tüm evlatlarına sonuna kadar açıktır.”
‘LGBT işlerine karşıyız’
Erdoğan soruları yanıtlarken bir öğrencinin, boşanmaların da arttığına yönelik değerlendirmesi üzerine, şunları kaydetti:
“O da artıyor. Erkekler kızlara karşı, kızlar erkeklere karşı evlilikte çok sıkıntılı. Bunu aşmamız lazım. Zaman zaman ben de arkadaşlarım da yardımcı olmak istiyoruz, 'Aracı olalım' diyoruz, ama bakıyorsun maalesef kızlara erkek, erkeklere kız beğendiremiyoruz. Sizler nasıl düşünüyorsunuz? Bu konuda gerçekten işi çok uzatmayalım. Ben 25 yaşında evlendim. Ama şimdi bakıyoruz 30, 35, 40... Alıp başını gidiyor. Bir an önce evliliği yapmak lazım.
Gençler, nasibinizi böyle 30-40, bu yaşlarda değil, gençlik yaşında halletmek lazım. Ben Eyyüp'e onu söylüyorum, bak, sen Gençlik Kolları Başkanısın. Onun için ekiplerimizi genç yaşta evlendirme sorumluluğunuz var, buna dikkat edeceksiniz. Ve bir de tabii bizim bir kutsalımız daha var, yani bu LGBT falan, bu işlere de karşıyız.”
Her fırsatta bir araya gelmeye çalıştığı gençlerle her bir araya gelişlerinde, gençlerin enerjisiyle, coşkusuyla, umuduyla gençleştiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl'ın "Gençlik yaş işi değil, ruh işidir." sözünü hatırlattı.
Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet Han 21 yaşında İstanbul'u fethederken hangi inanç ve azme sahipse, hükümdarlığının 46'ncı yılında 73 yaşında çıktığı seferde hayata gözlerini yuman Kanuni'nin de aynı hissiyatla hareket ettiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben de burada Fatih'in yolundan giden bir gençlik, Kanuni'yi, Yavuz'u takip eden bir nesil görüyorum. Gençlerine güvenmeyen bir millet, geleceğinden umudunu kesmiş demektir. Biz siyasette, bürokraside, ticarette, sivil toplum faaliyetlerinde, hayatın her alanında gençlerimize güvendik, inandık, hep onların önünü açtık" diye konuştu.
Türk siyasetinde gençlere ve kadınlara, il ve ilçe teşkilatları ile genel merkez düzeyinde en üst seviyede temsil imkanı sağladıklarını ifade eden Erdoğan, bunu yaparken eski dönemlerin taassuplarının eseri direnişlerle, tepkilerle de karşılaştıklarını, hiçbirine kulak asmadıklarını ve doğru bildikleri yolda kararlılıkla yürüdüklerini söyledi.
Uzun bir mücadelenin ardından gençlerin ve kadınların dinamizmini ülkeye kazandırmayı da başardıklarını vurgulayan Erdoğan, partinin gençlik kollarını, gençleri geleceğe hazırlayan okul olarak kabul ettiklerini belirtti.
"Gençlerimizi arka bahçemiz değil, asli yol ve mesai arkadaşlarımız olarak gördük. Sizler de bizi mahcup etmediniz." diyen Erdoğan, her platformda Türkiye'ye eşsiz hizmetler sunan gençlerle gurur duyduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu seviyeye gelmenin kolay olmadığına işaret ederek, "Biz bir şeyin daha idraki içerisindeyiz. Gençliğine güvenmeyen, kusura bakmayın, nal toplar." dedi. Erdoğan, bundan sonraki süreçte özellikle gençlere süratle daha farklı imkanlar vermek için eğitimden sağlığa, spordan teknolojiye ihtiyaç duydukları tüm alanlarda gereken altyapıyı sağlamaya devam edeceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hepsinden önemlisi gençlerimize biz bu özgüveni kazandırdık. Daha düne kadar gençlerimizin en büyük hayali okulunu bitirdikten sonra KPSS'de iyi bir puan alarak memuriyete girmekti. Şimdi aynı gençlerimiz ülkemiz sınırlarını aşıp dünyayı kucaklayan bir vizyonla Teknofest ruhuna hayat veriyor. Türkiye Yüzyılı'nı işte bu gençlerimizle birlikte inşa ediyoruz. İstanbul'un fethinin 600. yılı olan 2053 vizyonumuzu işte bu gençlerimiz şekillendirecek, ilmek ilmek örecek" ifadesini kullandı.
"Her birinizin hayaline, birikimine, becerisine ihtiyacımız var"
Malazgirt Zaferi'nin bininci yılında, Türkiye'yi diplomasiden ekonomiye, güvenlikten temel hizmet alanlarına kadar her alanda dünyada ilk sıralara gençlerin ve sonraki nesillerin çıkartacağını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gençler siz bakmayın birilerinin ülkesini beğenmeyip yurt dışı güzellemesi yaptığına. 'Ben varım' diyeceksiniz. Sosyal medyada art niyetli olarak dolaşıma sokulan 'Türkiye bir doktor, mühendis, sanatçı kaybetti, falanca ülke şunu kazandı' görüntülerinin devamı hiç de öyle söylendiği gibi olmuyor. Bu ülkenin, devletin kendilerine sağladığı imkanlarla eğitim hayatlarını tamamlayıp, iş tecrübesi edinip sonra yurt dışına gidenlerin çoğu hayal kırıklığıyla geri dönmenin ne yazık ki yollarını arıyor. Oralarda kalanların bir bölümünün de geri dönmeyi kendilerine yediremedikleri için yaşadıkları sıkıntılara özellikle göğüs gerdiklerini biliyoruz.
Her ne şekilde olursa olsun teröre bulaşmamış, bu şartla bu ülkenin kapıları da milletimizin gönlü de tüm evlatlarına sonuna kadar açıktır. Bizim keyfi yere feda edecek tek bir insanımız, tek bir gencimiz yoktur. Hepinize her birinizin hayaline, birikimine, becerisine bizim ihtiyacımız var. Unutmayınız, 'yalan, bire kırk veren zehirli bir tohum gibidir.' Halbuki biz, bire yüz veren bilginin, bilimin, hakikatin peşindeyiz. Gençlerimizden beklentimiz zeka ve kabiliyetleriyle işte bu bereketli hasadı milletimize kazandırmalarıdır. Dadaşlar diyarının gençlerinin bu kutlu yürüyüşte en önde yer alacaklarından şüphe duymuyorum. Rabbim yolunuzu, bahtınızı açık etsin diyorum"
Programda, gençlerin Erdoğan'la ilgili düşüncelerini ifade ettiği sokak röportajlarının yer aldığı video klip izletildi.
Video klipte, Erdoğan'ın Erzurum'a gelmesinden dolayı gurur duyduklarını ve heyecanlı olduklarını belirten gençler, Erdoğan'ı cağ kebabı ve kadayıf dolması yemeye davet etti.
Soru üzerine gençler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çayı kahveden daha çok sevdiğini düşündüklerini söyledi. Cumhurbaşkanını tek bir kelime ile ifade etmesi istenen gençler, "Reis", "Dünya Lideri" gibi nitelemelerde bulundu.
Erdoğan, "Çayı mı daha çok seviyorsunuz yoksa kahveyi mi?" sorusuna, "Bir Rizeli olarak 'Çayı sevmiyorum' dersem olur mu? Hele hele kıtlamayla içilen çay, o da ayrı bir zevk. Onun yeri de burası" yanıtını verdi.
Lise arkadaşı "1145 Hüseyin Goncagül"
AK Parti Genel Merkezi Gençlik Kollarının kendisi için hazırladığı video klibi izleyen Erdoğan, videoda kendisini anlatan lise arkadaşı için "1145 Hüseyin Goncagül" dedi. Bir gencin, "Lise arkadaşınız, hitabetinizin güçlü olduğunu belirtiyor. Bu sizlerde nasıl bir his uyandırıyor? Liderlik özelliğinizin, hitabetinizin güçlü, kaleminizin sağlam oluşu size bugüne kadar neler kazandırdı?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Hüseyin Goncagül kardeşimizle, İstanbul İmam Hatip Lisesi'nde beraber okuduk. Onun da aktivist yanı, aktör yanı, her türlü oyun Hüseyin'de var. Çok kabiliyetli, başarılı, öyle bir arkadaşımızdı. Sınıfımızın çalışkan öğrencilerinden bir tanesiydi. Yazı, hitabet, bütün bunlar, kimisi 'doğuştan' diyor vesaire ama 'Allah'tan' dersem çok daha isabetli olur. Öğretmen, öğrenci mukayesesi, bunlar da çok çok önemli. Sınıflar arası münazaralar olurdu, şiir okuma yarışmaları vardı. Liseler arası münazaralar vardı. Bütün bunların hepsinde, okulumuzun temsil görevini almış olan bir öğrencisiydim. Bu şekilde devam ettik. Bu şekilde de başladık ve bitirdik, buralara kadar geldik. Bunların hepsini sizlerde de ben görüyorum"