İlkokulun sonlarında okulumuza Suriye uyruklu bir arkadaşımız gelmişti. Savaşın yeni patladığı, ne olduğunu tam olarak idrak edemediğimiz dönemlerdeydi. Savaşın kötü yanlarını ondan dinleyip neler olup bittiğini öğrenmiştik, anlattığı kadarıyla. Her ne kadar ilköğretim 'in sonlarına denk gelmiş olsak da, o yaşta bu denli ağır gerçeklere vakıf olmak rahatsız ediciydi.

Şimdi hem mezun hem de bi süredir bu sektörde çalışan bir insanım. Düşünün Savaş o kadar uzun sürmüş ki, arkama dönüp baktığımda bunu daha iyi anlıyorum. Yıllar içinde birçok Suriye uyruklu kişiyle sohbet etme, vakit geçirme imkanım oldu. Acılarını da anladım, çaresizliklerini de.

Şimdi onlar bir zafer kutluyor. Umarım bu, gerçekten bir zaferdir; yeni bir sömürgenin ya da "yağmurdan kaçarken doluya tutulma" gibi bir felaketin eseri değildir.

Zaman zaman herkes gibi biz de onlara üzüldük, kimi zaman da öfkelendik. Geçen gün karşıma çıkan bir videoda bir kadının "Suriye'ye gelin! Ülkenize dönün, Suriye'nin size ihtiyacı var, gelin Suriye'yi birlikte ayağa kaldıralım" benzeri bir cümle kurduğunu duydum. 

Ve sanırım artık vedalaşma vakti sanırım. Artık gidip yeni açılan kapıdan geçip yeni bir başlangıç yapma zamanları geldi gibi görünüyor.

Suriyelilerle bu toprağı, soframızı, yemeğimizi, işimizi, evlerimizi paylaştık.

Suriyelilerin gidişiyle Türkiye'nin de yeni bir döneme gireceğini düşünüyorum. 

İş istihdamı, ev kiraları, boşalan iş yerleri... Umarım bu süreci mantıklı ve adil bir şekilde yürütebiliriz.

Ev kiraları düşer, hak edilen ücretler sağlanır ve girişimler artar! 

Her iki ülkeye de hayırlı olsun. Herkes hem mutlu hem de refah içinde olsun! 

İyi yolculuklar, yolunuz açık olsun!