Bir tarafta “Millet ittifakı”, diğer tarafta “Cumhur İttifakı” derken, seçim dönemi aslında “seçmene” yaradı. Hangi ittifaktan yana olursa olsun seçmen, bu dönemde gördüğü zamlarla, biraz nefes aldı. Genelde seçim atmosferi böyledir; biz daha iyiyiz demek için, siyasetçiler seçim dönemlerinde seçmene karşı cömertlik yarışına girerler.

Ya sonrası? Sonrasında bundan önce yaşananlar gibi olur, verilen sözler unutulur, saçıp savrulan paraların, sarsılan ekonominin faturası seçmene çıkarılır. Artık bir dahaki seçime kadar!

Bu seçimde meclis çoğunluğunu “Cumhur İttifakı’na” veren seçmen; geçici bir “Seçmen İttifakı” kurarak, önümüzdeki başkanlık seçimini de “Millet İttifakı’na” verirse; kendi açısından denge ve denetlemeyi kurar.

Düşünsenize; Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı, “Biz daha iyiyiz” demek için, seçmene hizmet yarışına girerler. Verdikleri sözleri tutarlar, birbirlerini denetlerler. Seçmen, seçim atmosferindeki gibi hep karlı çıkar ve kimin daha iyi olduğunu da görür uygulamalarından!

Ayrıca farklı görüşlerdeki partiler ittifak kurabiliyorsa; farklı görüşlerdeki seçmen niye seçim ittifakı kurmasın? Bu en azından ekonomik anlamda, her görüşten seçmeni de rahatlatmaz mı?

Mecliste ve başkanlıkta farklı ittifakların olması, seçmene hizmet yarışına sokar siyasetçileri. Böylece her görüşten seçmen, kendini güvende ve güçlü hisseder. Unutmayın, ne demiş atalarımız: “Birlikten kuvvet doğar.”