Diğer iki yazımda  anlatılan bilgiler, sürecin başlangıcı ve sürdürülmesi ile ilgili bilgilerdir

 Projenin başlaması ve ilerleyen süreçlerde ki değişiklere ilişkin bilgiler ise şöyledir: 

  Bir refah devleti olarak ABD'nin bu tür çalışmalar içerisinde olması (1993'lerden sonra), bizim de ülkemiz için benzer çalışmalar içerisinde olmamız fikrini geliştirdi. Arada fark, bizler konuya ve sürece "Refah Devleti" açısından değil, "Sosyal Devlet" bakış açısı ile çözüm önerileri üretecek olmamız idi. Ve de öyle yaptık.

    Başlangıçta sunulan raporlarda, bilgi notlarında, kamunun ekonomik ve bütçe olanakları gözden geçirildi. Hazırlanacak bu tür sosyal ve siyasal projeler için kamunun yaptığı yardımlar, bütçenin gider kalemlerinden tek tek çıkartıldı.

    Toplanan bu harcama kalemleri, ülkenin refah payı, hazırlanan projenin temel giderlerini karşılamada %70'lik bir karşılığa sahip oluyordu. Geri kalan kısımlar ile yılların bütçelerinden karşılanacaktı.

    Dolayısı ile Sosyal Devletin gereği, devletin yurttaşlarının asgari bir gelir durumuna sahip olmasını sağlaması gerekiyordu. Bunu da ailenin temel direği olarak, kadın eliyle yürütmek gerekti.

    Dolayısı ile her haneye düzenli olarak bir gelir aktarmak gerek, ailenin kendisini güvende hissetmesi için "aile sigortası" olarak, bir "Vatandaşlık Temel Geliri" sağlanması gerekti.

    Bütün dünyada olduğu gibi klasik aile yapısı ülkemizde de değişmekte, çok farklı aile yapıları ortaya çıkmaktaydı. Bu durum ise, 2010'lu yıllardan sonra projenin aileye sadece para yardımı yapılarak olayın çözülemeyeceğini gerçeğini ortaya çıkarıyordu.

    Bir başka konu ise, gençlerin projenin dışında tutulmaması gerekti. Bu durum siyasi olarak gençlere bir elin uzatılması olduğu kadar, ülkenin gençlerinin geleceklerinin de planlanarak güvence altına alınmasını sağlamak demekti. 

    O halde, doğan her çocuğun hesabına, doğuşundan itibaren her yıl bir miktar standart para yatırılacak, genç de bunu 18 yaşına gelince dilediği kullanması sağlanacaktı.

    2000'li yıllarda bu sadece gençlere bir sosyal devlet güvencesi olarak düşünülse de, 2015'lerden sonra, bu proje de gözden geçirilmiş ve 4+4+4 eğitim sistemine göre, öğrencinin 8 yıldan sonraki öğrenim yaşamının da planlanması gerektiğinin farkına varılmıştır.

   Bunu için de, okulların rehberlik bölümlerinin, yerel yönetimlerin ve kamunun sosyal güvenlik ile ilgili birimlerinin de bu proje içinde olmalarının sağlanması yolunda "Proje 18 Bir Cumhuriyet Projesi", 2015'lerden sonra yeniden düzenlenmiştir.

    Bu kapsamda toplanan paraların "fon" gibi bir hesapta toplanması yerine, "İş Bankası" benzeri bir banka kurularak, hem biriken paraları doğru yatırımlarda kullanılması, hem de 18-25 yaş arasında eğitimlerini tamamlamış ve projeleri hazırlanmış gençlerin projelerine finansman kaynağı sağlanması için yol haritası çizilmiştir.

         Özellikle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşanan ekonomik krizin, hem kamunun hem de yurttaşların gelir-gider dengesini bozduğundan, sadece ailelere yardım yapılarak sürecin yönetilmesinin gerçekçi olmadığı ortaya çıkmıştır.

     Başlangıçta Aile ve Kadına yardım ve koruma eksenli olarak başlayan proje, yine yardımların sürdürülmesini, zaman ile de oluşturulacak program çerçevesinde bu ailelerin istihdama yönlendirilmesini hedeflenmiştir.

    Özellikle 2001 yılından sonra, hükümetin uygulamaya koyduğu "Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı" ile, kamu sosyal devletten uzaklaşmıştır. Kamunun bu rolü, dolaylı devlet destekli vakıf, dernek ve benzer sosyal organizasyonlara geçmiştir.

     Bu süreçte, 1998'lerde hazırlanan projelerin 2005'lerde, 2010'larda ve 2020'lerde yeniden gözden geçirilmesi gereğini ortaya çıkarmıştır. 

   1995'lerden sonra "Vatandaşlık Temel Geliri", "Proje 18 Bir Cumhuriyet Projesi", "Aile Sigortası", en son olarak da tamamını bir HÜKÜMET, DEVLET projesi haline getiren "Yurttaşlık Temel Geliri" Projesi, özellikle 2020'lerden sonra daha sıklıkla, dünya ve ülke ekonomik gerçekleri göz önüne alınarak planlanmış ve projelendirilmiştir.

    Gerekçeler ise:

    1-Dünya ve Ülke ekonomik durumu, projelerin uzun soluklu olabilmesi için, gerçekçi verilere dayanması gerektiğini ortaya çıkarmıştır.

   2-Aile, ekonomik, sosyolojik ve kültürel olarak çok hızlı değişim geçirmektedir. 

   2.a-Bu yüzden Projenin İKİ AYAĞI VARDIR:

       I-Aileler için AİLE DAYANIŞMASI

       II-Gençler için de, PROJE 18 CCUMHURİYET PROJESİ

3-Bütün bu projelerde ama, YURTTAŞLIK BİLİNÇİ yaratılması ve DEVLETE BAĞLILIK bilinç ve duyarlılığının arttırılmasıdır.

4-Gençlerin, ülkelerine ve kendi geleceklerine güvenlerini arttırmak ve özellikle son yıllarda yaşanan BEYİN GÖÇÜNÜN ÖNÜNE GEÇMEK hedeflenmektedir.

5-Kamunun/Devletin yapacağı yardımların, günün kısa vadeli sorunlarının çözümü yerine, ya da refah devleti çözüm önerileri olan sorunu pansuman etmenin yerine, sorunu kökten çözecek SOSYAL DEVLET güvencesi ve sürecini Yurttaşların yaşamlarına ve bilinçlerine yerleştirmek hedeflenmektedir.

BENZER OLDUĞU DÜŞÜNÜLEN PROJE/SUNUM VB İLE 

YURTTAŞLIK PAYI PROJESİ KAPSAMINDAKİ PROJELERİN FARKI!..

   Bu konuda suçlayıcı, inkarcı, yok sayıcı ve görmezlikten gelici bir yaklaşım içinde olunmamıştır. Sadece olayları, bilimsel verileri, süreçleri ve sonuçlarını kronolojik olarak bir sunum yapılmıştır.

     1-Bu projeye neden gerek duyulduğu,

     2-Bunun için önceleri "7.Ok Düşünce Topluluğu", 2020'den sonra "Strateji ve Politika Tasarım Merkezi" olarak çalışmalarını sürdüren grubumuzun, 1995'lerden bu yana yaptığı çalışmalar kişi, yer, zaman ve süreçler kaynak gösterilerek sunulmuştur.

    3-Özelde CHP için başlatılan ve herkese açık olarak yürütülen bu süreç ve çalışmalar, bir çok kişi, parti ve sivil toplum ile paylaşılmıştır. Ancak, zamanla parti ile iletişim sorunu sayılabilecek süreçler yaşansa da, grubumuz bu çalışmalarını kararlılıkla sürdürmüş ve herkese açık da paylaşmıştır. CHP, DSP/Zeki Sezer vb.

   4-O kadar ki, bir takım kurumlarda çalışan kişiler ile de bilginin evrenselliğine inanılarak paylaşılan bu bilgiler, yeniden kişilerce düzenlenmiş, "PATENT ALMA" noktasına kadar bile götürülmüştür. oysa burada, hiç kimsenin aklına, bu konuda 1995'lerden bu yana yürütülen bu çalışmaların sürekliği ve herkese açık paylaşım ile yapıldığını sorgulamak da gelmiş, sadece sunulan bilgi, rapor ve "projelerin" siyasi söylemi tercih edilmiştir.

     5-Benzer çalışmalar ile bizim grubumuzun yaptığı çalışmaların aynı kapsamda değerlendirilmesi, EMEĞE SAYGILI grup ve siyasi kişilikleri bizlerin yeterince bilgilendirmemenizden kaynakladığı düşüncesindeyiz.

   6-Bu proje, bir DEVLET, HÜKÜMET PROJESİDİR. Tek başına ne bir kişi, ne bir bakanlık ya da kuruluşun yapmasının doğru ve yerinde olacağı proje değildir.

    Bu konuda, 5 yıldan fazla bir zamanda çalışmış ve proje/rapor hazırlamış kişi/ler ya da kurumlar ile 1995'lerden bu yana çalışmalar yapan grubumuz, her ortamda projemizi savunmaya ve yöneltilecek sorulara yanıt vermeye hazırdır. 

     

ÖZEL BİR NOT: 2019 yılında, sayın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir Genel Başkan Yardımcısı aracılığı ile takım lideri olarak şahsıma yapılan çağrı kapsamında, kendisine yerel yönetim seçimleri öncesinde bilgi notları ve raporlar sunulmuştur.

   Hatta 2020 yılında da yine kendilerinin talimatları üzerine, YEREL YÖNETİMLER (bir yıllık) MALİ ANALİZ RAPORU Hazırlanarak gönüllü olarak hiç bir maddi beklenti olmaksızın sunulmuştur.

   Çok daha önceleri olmasına karşın, bu çalışmalardan sonra, sayın Genel Başkan'a bilgi verme ve rapor sunma olanağımızın olmamasından dolayı da, bir iletişimsiz süreç yaşanmış, yaşanmaktadır.

    STRATEJİ ve POLİTİKA TASARIM GRUBU olarak, her ortamda fikir, düşünce ve üretimlerimizi savunmaya, Partimiz CHP ve sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun Tuncay Özkan aracılığı ile çağırıp, hazırlamamızı emrettiği, kendilerinden randevu isteyip hala görüşemediğiniz için de sunamadığımız bu çalışmalarımızı kendilerine sunmaya hazır olduğumuz da, SAYGILARIMIZLA ARZ EDERİZ