Nedenlerini şöylece ifade edebilirim :

 

1) Maden arama adı altında dağlarımız taşlarımız delik deşik edildi, oyuk oyuk oyuldu. Yatırıma asla karşı değiliz ama her bakımdan ve her şeyin bir hesabı kitabı vardır. Genelde ÇED olayı devre dışı bırakıldı. 2872 sayılı yasanın genel hükümleri uygulanmaz hale geldi. İklim değişikliğine neden oluyor. Bu nedenle topraklarımız tehlikede, su kaynaklarımız tehlikede, tarım tehlikede yeşil doku tehlikede , velhasıl coğrafyamız tehlikede.

2) Enerjiye çok ihtiyacımız var. Bu nedenle bir takım şirketler ülkemizin doğal kaynaklarını, tarımı, halkın ihtiyaçlarını, doğayı, doğal dengeyi eko sitemi dikkate almadan HES kurmak maksadıyla akar sularımız üzerinde ciddi manada baskılar kurduklarını ülke kamu oyu yakinen takip etmektedir. Halbuki yenilenebilir temiz enerji kaynaklarımız olduğu halde şirketler yatırım maliyetlerini düşünerek işin kolayına kaçıp kamu menfaatlarına zarar veriyorlar.

3 ) On ayrı imkana rağmen tercih edilen nükleer santral hadisesi yakın gelecekte hem coğrafyamız hem de kamu sağlığı, telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşı karşıya kalacaktır. Nükleer santral atıkları en tehlikeli atıklardan olup yalnızca soğutma çalışmaları 10 yıl sürecektir. Büyük potansiyele sahip atıkların et kalınlığı birkaç cm. olan kurşun levhalar içinde saklanma zorunluluğu olacak. her hangi bir atık türü gibi sağa sola  çöplüklere dökemeyeceksiniz. Her gün birikerek devasa halde çoğalacak nükleer atıkları nerede muhafaza edip nereye dökeceksiniz. Yetmedi, nükleer atıkların soğuk su ihtiyacını denizden alıp boşaltırken milyonlarca metreküp suyu nereye boşaltacaksınız? denizlerimiz, deniz canlıları, su ekosistemi, çevre ve doğamız, topraklarımız ne hale gelecek hiç düşündünüz mü, kaldı ki bu gün Ak kuyu nükleer santralı faaliyete geçse bile ulusal elektrik enerji ihtiyacımızın ancak  yüzde 10’nunu sağlayabilecektir.

DEĞER Mİ, bunca riske değer mi?

Sırada Sinop var . Ne olacak bu işin sonu... Bu gün dünyada bazı ülkeler nükleer santrallarını sökerek doğal enerji kaynaklarına yönelmektedir. Bizde niye 77 yıl önce Japonya'ya Amerikalılar tarafından atılan atom bombasının bile o ülkede hala sancıları ve olumsuz etkileri devam etmektedir.

Ak kuyu nükleer santral ile yapılan anlaşmanın mahiyeti Türk kamuoyunca hala bilinmiyor . Acaba ne gibi hükümler içeriyor? Halkımızın, kamu sağlığının ve doğamızın, çevremizin korunmasını öne çıkaran ana ve ara hükümler var mıdır? Bilmiyoruz. Karar vericiler konuyu bir kere daha düşünerek karar vermelilerdir.

 4 ) Doğamız ve çevremiz üzerindeki özelleştirme faaliyetlerinde vaz geçilmelidir.

5) Orman teşkilatı ormanlarımızda uyguladığı tıraş kesimden vazgeçmelidir.

6 ) Kentlerimizde belediyeler, vahşi budama olayını derhal terk etmelidir.

7 ) Bilim ve Mühendislik normlarına uymayan kanal İstanbul'dan vazgeçilmelidir