Stresle yaşamakta zorlanan insanlık için, Kasım ayının ilk Çarşamba gününü 2017 yılında resmî olarak “ Uluslararası Stres Farkındalık Günü” yapmışlar. “ Uluslararası Stres Yönetimi Derneği “ ( ISMA) insanlığın stresle başa çıkmasını sağlamaya çalışarak, çok da yararlı bir iş yapıyor.
Stres’i tanımayan yoktur ama, ben yine de uzmanların tanımını aktarayım; bilimsel terimlerle stres, vücudumuzun herhangi bir tehdit ya da riske karşı tepki verme ve onunla başa çıkma yöntemiymiş! Bazı insanlar stresli durumları yönetmeyi ve azaltmayı başarırken, bazıları başaramıyormuş! Sanırım bizler çoğunlukla ikinci gruba giren bir milletiz. Fazla heyecanlı, fazla öfkeli ve fazla tepkiliyiz! Bunu her gün gazetelerin şiddet konulu haberlerinde de görüyoruz zaten.
Gerçi bu koşullarda yaşayıp da stressiz olmak tuhaf kaçabilirdi! Çünkü stresin üç ana nedenine bakınca; neden yoğun stres yaşayan bir toplum olduğumuz da açıklanabilir!
İşte stres nedenleri:
_ Para ( Maddi kazanç bunalımı )
_ Çalışmak ( Aşırı ve yorucu iş gücü )
_ Sağlık sorunları olarak sıralanıyor.
Bunlara ek olarak, doğal afet, hırsızlık, tecavüz, taciz, duygusal sorunlar ( depresyon, kaygı, öfke, keder, suçluluk, düşük benlik saygısı), yaşlı veya hasta ya da özürlü bir aile üyesine bakma, sevdiğiniz birine şiddet gibi travmatik olaylar, kronik hastalık ve yaralanma gibi sayısız stres kaynaklarını sayabiliriz.
Bütün bunları yaşayan, ekonomik sıkıntılar ve zamlarla her gün bunalan insanlarımızın, barınma, giyinme, beslenme, eğitim ve sağlık sorunlarına çözüm bulamaması da, toplumsal stresimizi fazlasıyla tetikliyor! Toplum olarak neşeli ve güler yüzlü olmayı, umut etmeyi unuttuk! Dolayısıyla biz stresli olmayalım da kim olsun?
Stresle başa çıkmanın en etkili yolu; egzersiz yapmak ve gülmekmiş! İyi de gülmeyi, eğlenmeyi, neşeyi unutan bir toplum, stresle nasıl başa çıkabilir ki? Günü kurtarmaya, aç ve açık kalmamaya çalışan büyük çoğunluk, nasıl ve neye gülebilir acaba? Sokakta barut fıçısı gibi gezen o öfkeli kalabalıklar, stresle başa çıkabilirler mi sizce?