Şimdi gelelim Kutsal URUM (Roma) devletine mitolojik kutsallığın yüklenmesine. Anlaşılacağı gibi bu kutsallık yükleme tamamen Türklük ile ilgili. Türkler ve İtalikler, devleti ortak yönetmeye başladıktan sonra, bir dişi kurt heykelinin yapılarak devletin simgesi olmasını öngörmüşler. Bir Türk kenti ola Vei’li (Veies) bir Türk olan ünlü heykeltıraş Vulka’dan, efsanedeki dişi kurdun heykelini yapması istenir. Sanatçı Vulka öyle bir heykel yapar ki; Göğüsleri süt dolu, duruşuyla ve bakışıyla sahiplenici ve asil bir görünümde. Hele gözlerdeki bakış şekli; tehdit ve şefkat birlikte… İyi çekilmiş bir fotoğrafta bile bunlar sezilebiliyor. Yani Sayın Vulka kardeşimiz muhteşem bir eser meydana getirmiş. Bu heykelin memeleri altına, sonradan iki çocuk heykeli yerleştirilmiş. Türk efsanelerinde dişi kurttan sadece bir çocuk süt emer ve o çocuk kendi ulusunu temsil eder. Urum’un (Roma’nın) kurdunda ise iki çocuk var…
Kutsal Urum (Roma) devletinin kutsalları sadece dişi kurttan ibaret değil. Örneğin: Roma kenti yakınındaki kutsal ‘Lupercale’ (kurt mağarası) günümüzde de kutsal kabul edilmektedir. Bu durum Türk efsanelerindeki mağara kültünün aynısıdır. Al (kırmızı) renk kutsaldır. Günümüzde bile özellikle Vei kentinde bütün kutlamalar kırmızı renklerle, al flamalarla kutlanır. Devlet başkanlarının asalarındaki çift başlı kartal da Türk kökenlidir. Tengri’ce Kuta sahip olduğuna inanılan devlet başkanlarının cesetlerinin ateşe verilmesi de bir başka Türk töresinden geçmedir. Bunlara benzer pek çok Türk uygarlık değerleri ve töreleri Urum (Roma) devletinde içselleştirilmişti. Bu durumda sanki çelişki varmış gibi akla gelebilir. Şöyle ki; İtalikler, devletin ortağı olduklarında Türklere karşı olumsuz tavır içinde girdiler hatta zaman zaman kalkışıp vandallık bile yaptılar. Bu durumda neden Türklerin bütün kültür değerlerini benimseyip uyguluyorlar? Bu sorunun yanıtı çok açık; kendileri ilkel bir topluluk iken sonradan uygarlaşmışlardı dolayısıyla geçmişlerinden getirdikleri hiçbir uygarlık değerleri yoktu. Bu durum çok daha uzun yazılabilir ancak anlatılacaklar belli ve açık. Kısaca bir tümce ile nasıl anlatılır derseniz: Fransız Etrüsk bilimcisi Alain Hus şöyle yazmış: “Etrükslerin epopeleri, efsaneleri, gelenekleri Romalı tarihçiler tarafından Romalılara maledilmiştir.”
Etrüks Tulparı
Şimdi şu soruya yanıt arayalım. O çağlarda dünyanın süper güçlü devleti, ancak insanlık adına kötü değil iyi olan bir devlet. Daha önce hiç bilinmeyen nice uygarlık ve bilim değerlerini serimleyip uygulayan bu kutlu devletin yücelmesi neden durdu?Dahası, önce parçalandı ve sonra tamamen ortadan kalktı. Gerçi devlet düzeni parçalandı ve ortadan kalktı ancak, insanlığa armağan ettiği değerler günümüzde bile önemlidir ve yeni oluşturulan uygarlık değerlerinin temeli olma durumundadır. Yine de şunu düşünmeden edemeyiz; Kutsal Urum (Roma) Devleti yıkılmasaydı insanlığa daha çok değerler katabilirdi. Neden yıkıldı? Bu konuda basit ayrıntılar sebep olarak ileri sürülebilir ancak bunlar bize ‘fili’ göstermez. İki temel sebep bu yüce devleti yıktı.
(Devamı ‘KUTSAL ROMA İMPARATORLUĞU – 6 da)