Şimdi siz gelin; Ege bölgesindeki kent ve tapınak kalıntılarına, Trakya bölgesindekilere, Akdeniz bölgemizdeki kent tapınak ve tiyatro kalıntılarına, hatta Anadolu’nun en ücra köşelerinde, Hellen tüccarlarının bile ayak basmadığı yerde bulunan – kazılarda çıkan çanak çömleğe bile ‘Hellenlerden kalma’ yaftasını vurun!.. Bu nasıl bir akıl – akılsızlık? Böylesine çarpık bir düşünce ve saplantının Yerlikçe kaynaklarını, aşağıdaki satırlarda deşeleyip üzerlerindeki pası silip gerçeğin ve yalanın görülecek hale getirileceğini yazmıştım, deşeleyeceğiz. Şimdilik bazı kısa örnekler verelim: MÖ 560-527 yılları Anadolu İyon kültürünün Yunanistan’ı derinden etkilediği yıllardır. MÖ 430 da Herodot şöyle yazıyor; “Homer ile Hasiodos, Grek tanrılar hanedanını kurdular, onlara adlarını taktılar, görevlerini ve sanatlarını tayin ettiler.” Bu arada, Homer’in SimirAna’lı (İzmir’li) olduğuna dikkat çekerim. Yunanlılar bile kendi kültürlerinin başka toplumlardan geldiğini, antik kaynaklarda bizzat Yunanlılar ifade ediyorlar. Buna karşın ne ilginçtir ki; Yunan seviciliğini hastalık halinde tutku/saplantı haline getiren batılı tarihçi/düşünürler bu duruma çok bozuluyorlar! Örneğin J. Bury; “Kendilerinden başka her ulusu ‘barbar’ diye alaya alacak derecede Hellenlikleri ile öğünen Yunanlıların, atalarının ve mitlerinin/söylencelerinin başka ülkelerden gelmiş olduklarını ileri sürmeleri çok gariptir.”  Diyerek şaşırmaktadır!. (Son Truvalılar S.M. sa. 119)

    Yukarıdaki satırlardan anlaşılacağı gibi Akdeniz, Ege, Karadeniz, Balkanlar ve Anadolu’yu kapsayan bölgelerimizdeki yüksek uygarlık kalıntıları; şimdiki Yunanistan topraklarında, tarihin bir döneminde barbarca, ekti zihniyetiyle hüküm sürmüş olan Akhalara (Hellenlere) ait değildir, sadece onlarınmış gibi gösterme gayreti vardır… 

    Şimdi gelelim daha yaygın ve baskın şekilde insanlığa yutturulmaya çalışılan sözde Hellenistik medeniyetine! Hellenistik yani Hellene benzeyen, Hellen gibi. Açıkçası Hellen değil benzetilmişi (çakması). Özellikle batılı sözde tarihçilerin uydurup sanki gerçekmiş gibi bütün insanlığı inandırmaya çalıştıkları şu ‘Hellenistik’ nedir? Bakalım:

    Batılı tarihçilerin şişire şişire sürekli büyüttükleri ‘Büyük İskender ve Hellenistik Çağ’ dedikleri 13 (sadece onüç) yıllık çağa! Biraz yakından bakalım. M.Ö III. Yy. ortalarında Tarihi Makedonya’nın Kralı II. Philip çevredeki bazı site devletleriyle savaşmış ve zaferler kazanmıştı. Bu arada Kral Helenlere karşı da savaşmış onları da yenmişti. Kral II. Philip bilime ve yeni fikirlere önem veren bir kişilikti o kadarki oğlu Aleksandır’ın eğitim ve öğretimi için gereğinden fazla para vererek öğretmenler tuttu. Kralın tuttuğu öğretmenler Mısır’da öğrenim görmüş kişilerdi. Genç Aleksandır’a en uzun süre hocalık yapan kişi ise Yunanlı (Hellen) Aristo olmuştur.