İç Üy Ök’e (Yunanistan’a) gelerek yerleşen Akhalar nasıl bir topluluktur: Savaşçı, vuran – kıran, yağmalayan, çalan, zorbalıkları ile her türlü çıkar elde etmeyi meslek edinen, hileci, dalavereci vb. kötü özellikleri olan bir topluluktur. Onların bu özelliklerinden ötürü bazı batılı topluluklar (özellikle Fransa yöresindeki halklar) Akhalılara ‘Greece - Greek – Grek’ demişler. (NOT:Latince sözlüklerde "grek" kelimesinin karşılığı; "fripon, escroc (hilekâr, dolandırıcı)" anlamındadır. Fransizca Larousse Ansiklopedisinde de ayni anlam yazılıdır. Bu yazılanlar Yunanlıların ısrarlı karşı çıkmaları sonucu. II. dünya savaşından sonra, "grek" kelimesinde düzeltme yapılmıştır. Grek kelimesinin kötü anlamı dolayısıyla Yunanlılar, "hellen" sıfatını kendilerine daha uygun görmektedirler. Günümüz Yunalıları ile M.Ö. 1300 yılarındaki Hellenler aynı budun mudur? Bu da belli değil.

M.Ö. 1300 yıllarındaki Akhalar/Hellenler tam bir çapulcu çetesi ama aynı zamanda politikacılardı (politika = çok yüzlü – ikiyüzlülükten de öte). Bu günkü anlamıyla diplomatik söylemleri de kullanarak çevrelerindeki site/şehir devletlerini etkileri altına alıyorlar eğer söz geçiremiyorlarsa şiddete/saldırıya başvuruyorlardı.  Ada ve kıyı kent devletlerini haraca bağlıyorlar vermezlerse saldırıyor, öldürüyor yakıp, yıkıp yağmalıyorlardı. Giritliler ile savaşa girmekten kaçınıyorlardı (onlardan korkuyorlardı). Persler Anadolu’yu işgal edip satraplıklar (vilayetler) kurarak yönetimler oluşturduğu devirde Hellenlerin işleri kesat gitmeye başladı, artık çalma ve yağma yapamıyorlardı. Satraplıklardaki (vilayetlerdeki) yöneticileri (valileri) birbirine düşürmek, halkı yönetime karşı kışkırtmak, en küçük bir haksızlığı bile kullanarak halkı isyana teşvik etmek gibi faaliyetlere başladılar... Sonunda başarılı oldular, kent/site devletleri ve halkları Perslere karşı isyan başlattı… Ortam oluştu diyerek; Hellenler Perslere karşı Delos birliği adı altında, site ve ada devletleri ile müttefiklik oluşturdu. Yapılaması tasarlana Savaş için harcanmak üzere ve itiyat akçesi olarak ada ve site devletlerinden (geri verilmek üzere) pek çok para ve değerli eşya toplandı ve paralar Delos adasında muhafaza edilmeye başlandı, böyle anlaşmışlardı. Ancak Hellenler sözlerinde durmadılar, toplanan servetler gizlice Atina’ya taşındı ve bir daha sahiplerine asla verilmedi. Sanırım Hellenlerin nasıl bir ahlak ve sömürü anlayışları olduğu anlaşılmakta… 

Hellenler Zorbalıkla sömürülerinin yanı sıra zamanla ticaretle de sömürmeye başladılar. Denilebilir ki dünyada kapitalist sömürüyü başlatanlar Hellenler olmuştur. Ticarete başlamış olmaları onların uygarlaştığı anlamına gelmiyordu. Yine saldırıyorlar, yağmalıyorlar, öldürüyorlar ve yakıp yıkıyorlardı. Sözle/politika ile istediklerini elde edememişlerse ve de güçleri de yetmiyorsa başkaca küçük devleti/devletleri de yanlarına alıp müttefik olarak hedef devlete saldırıyorlardı. Bu tutumlarının en bilinen örneği; Oy-Urum Atın Konfederasyonunun önde gelen varislerinden TURIYA’ya saldırmalarıdır…