Sivasspor-Fenerbahçe maçı öncesi futbolcular, “Doğal olan normal doğum, zorunlu olmadıkça sezeryan sağlıklı değildir” pankartı açtı. Kadınların doğum tercihine dair mesaj veren pankartla sahaya çıkan Sivas Sporlu futbolcular, sosyal medyada büyük tepkiyle karşılaştı. Bu durum sezaryen doğum tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Türkiye, aralarında Avustralya, Fransa ve ABD’nin de olduğu OECD üye 38 ülke içinde, yüzde 62.8 ile en çok sezaryen yapılan ülke…Başka bir deyişle Türkiye’de her 3 kadından 2’si sezaryen doğum yapıyor.

Kadınların doğum tercihine dair mesaj veren pankartla sahaya çıkan Sivas Sporlu futbolcular, sosyal medyada büyük tepkiyle karşılaştı. Futbolcuların bu pankartla sahaya çıkması tepkilere yol açarken özellikle kadın derneklerinden peş peşe açıklamalar geldi. Ama ben bu olayın dernek açıklamaları boyutuna değil Türkiye’deki ‘Sezeryan’ gerçeğine Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Mehmet Bekir Şen’in de verdiği bilgilere göre değinmek istiyorum sevgili okurlar. 

Her 3 Kadından 2’si Sezaryen Doğum Yapıyor…

Türkiye, OECD üye 38 ülke içinde, yüzde 62.8 ile en çok sezaryen yapılan ülke. Oysa Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünya genelinde doğumların sadece yüzde 15’i riskli ve acil müdahale gerektiriyor. Sağlık Bakanlığı’nın “2022 Sağlık İstatistikleri Yıllığı” verilerine göre, Türkiye’de devlet, üniversite ve özel olmak üzere tüm hastanelerde, sezaryen ameliyatların hastane doğumları içindeki oranı yüzde 62.8. Yani, Türkiye’de her 3 kadından 2’si sezaryen doğum yapıyor.

 “Her kadının doğumu farklıdır. Yani burada sezaryen çoğu zaman, bilinenin aksine bir tercih değil, çoğu zaman hayat kurtarıcı bir tıbbi zorunluluktur” diyen Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, ayrıca sezeryan gerçeği ile ilgili şu önemli tespitleri de aktardı: “Burada anneliği yarıştırmaktan ziyade yaşamı korumak önemli olan. Normal doğum yapan daha iyi annedir algısının önüne geçmek lazım artık. Çünkü çoğu zaman biz annelerle ortak olarak karar verip sezeryana karar veriyoruz zaten ve bu endikasyon dahilinde oluyor. Özellikle sezaryan alınmak zorunda olan annelerde de bir psikolojik baskıyı oluşmuş oluyor. Yani son zamanlarda benim gözlemlediğim bu. Anneliği burada doğum şekliyle kesinlikle ölçmemek lazım. Her doğum bir mucizedir. Bunun altını çizmek gerekiyor.”

‘Prenses Doğum’ Yaygınlaşıyor…

Sevgili okurlar, öte yandan ülkemizde annelik yaşı da ileriye kaymış durumda. Türkiye’de ilk doğum yaşı ortalaması 29,2’ye yükselirken, büyük şehirlerde bu yaş 30’un üzerine çıkıyor.  Uzmanlara göre biyolojik açıdan en ideal doğurganlık dönemi 20-30 yaş arasıda. Ancak günümüz koşullarında 30’lu yaşlarda da sağlıklı ve güvenli gebelik mümkün. “Doğru planlama ile geç yaşta da sağlıklı annelik mümkün” diyen Dr. Şen, ayrıca son yıllarda sıkça konuşulan “Prenses Doğum” kavramına da değindi. Tıbbi olarak epidural anestezi ile yapılan doğumları ifade eden bu yöntemin, doğum korkusu yaşayan kadınlar arasında yaygınlaştığını belirten Şen, “Epidural anestezi ile anne adayları doğum sürecinde ağrı hissetmeden, daha konforlu bir şekilde bebeklerini kucaklayabiliyor. Ancak her zaman önceliğimiz annenin ve bebeğin sağlığıdır” dedi.

Değerli okurlar; sezeryan mı? yoksa normal doğum mu? tartışmalarından ziyade;  kadına saygı duyarak, ona özel bir yol çizmek, her kadının kendi hayat planına uygun, bilinçli bir annelik sürecini kadınlara sunmak aslı sorumuz olmalı…

Sevgi&Saygı