Bugün Dünya Kız Çocukları Günü. Ülkemizde ki kız çocuklarının yaşadığı bir takım sorunlar ve acı olaylardan bahsetmek istiyorum.
Türkiye’de maalesef hala kız çocukları eğitim hakkından, özgürlüğünden, miras hakkından taviz vermek zorunda bırakılıyor.
Kız çocuklarının yaşam savaşında karşılaştığı neler var?
20 yıl önce küçükken, ‘Baba beni okula gönder’ kampanyasının yapıldığını hatırlıyorum. Milenyum çağında kız çocuklarını eğitim hakkından mahrum bırakan bir zihniyet maalesef hala var.
İstemediği birisi ile genç yaşta zorla evlendirilen ve tüm hayatını zorla evlendirildiği kişiye hizmet etmek için geçiren kız çocukları var.
İlkokuldan sonra ‘kız kısmı okumaz’ denilerek eğitim hayatından geleceğinden mahrum bırakılan kız çocukları var.
Yahut hiç okula gönderilmeyen tüm yaşamı ev işleriyle geçen kız çocukları var.
Babası vefat ettikten sonra, ‘kız çocuğuna mirastan pay mı vereceğiz?’ diyerek Anayasal hakkı engellenen kız çocukları var.
Acımasız patronlar tarafından, mobbinge, tacize uğrayan, bağırılan, itilen kakılan kız çocukları var.
Gece sokakta özgürce yürüyemeyen ve her an başına bir şey gelir korkusu ile yaşamaya alışmış kız çocukları var.
İstemediği bir adam tarafından birlikte olmaya zorlanan kız çocukları var.
Eşi tarafından sistematik tacize uğrayan kız çocukları var.
Sokak ortasında hiçbir suçu olmadığı halde manyağın birisi tarafından katledilen kız çocukları var.
Eşi tarafından öldürülen kız çocukları var.
Sevgilisi tarafından öldürülen kız çocukları var.
Yakın akrabası tarafından öldürülen kız çocukları var.
Boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından öldürülen kız çocukları var.
Kız çocuklarına karşı kin besleyen ve ikinci sınıf insan gören bir kitlede var.
İsteniyor ki kız çocukları okumasın, kendini geliştirmesin, gezmesin, eğlenmesin, istediği kişiyle hayatını devam ettirmesin; bizim seçtiğimiz kişiyle hayatını devam ettirsin, kendi kendine yetemesin.
Hakan Günay’ın kitabında şöyle bir söz yazar:,
‘Doğu’da kızlar kadın doğar. Ecellerinden önce ölürler’
Biz bu sözün artık doğru olmasını istemiyoruz.
Kız çocukları, Mustafa Kemal Atatürk’ün, yüce Türk kadınına verdiği tüm değerler ve haklarımızla hayatımızı özgür bir biçimde gülüp eğlenerek yaşamak istiyor.
Kız çocuklarına dayatılan bu zihniyet Büyük Atatürk’ün hamleleri ile tarihin çöplüğüne gönderilmişti. 
Çöplükten çıkan bu zihniyet yine aynı yerine gönderilmelidir.