Emekçiler ve emeklilerin bütçe görüşmelerinin son gününde seslerini duyurmak amacıyla TBMM önünde açıklama yapmasına izin verilmediği haberi muhalif medyada ön sıralarda. Meclis kapısına barikat kuran polis grubu bölgeden uzaklaştırmış. Çankaya Belediyesi önünde açıklama yapan emekçiler ve emekliler, “İnsanca yaşamak istiyoruz. Bütçeyi halk için yapın, 22 yıldır izlenen politikalar bizleri yoksulluğa sürüklemiştir. Yarın nelere zam yapılacağı kaygısıyla yaşıyoruz. Artık buna son verin" demişler. Kim istemez insanca yaşamak? İnsanların sürüklendiği yoksulluk gizlenemez boyutlarda. Herkes yarınlarından kaygılı.

Ancak iktidar, emekçileri ve emeklileri enflasyona karşı ezdirmedikleri düşüncesinde. Emekçi ve emekli maaşlarında yapılan iyileştirmelere dikkat çekiyor. Emeklilerin yaşam standartlarını iyileştirmek amacıyla yapılan çalışmalara vurgu yapıyorlar. 

Yeni yılda yapılacak zamlarda refah payı bekleyen emeklilere iktidarın yanıtı “22 yıllık hükümetimizde attığımız adımlar sayesinde emeklilerimizin daha iyi koşullarda yaşamalarını sağladık. Geleceğe güvenle bakabilmeleri için her zaman yanlarında olduk ve bundan sonra da olmaya devam edeceğiz” şeklinde.

Ancak emekliler, maaş artışlarının yetersiz olduğunu ve enflasyona karşı ezilmemek için daha fazla destek beklediklerini belirtiyor. Milyonlarca emekli düşük maaşla geçinmeye çalışıyor. Geçen hafta Külliye ’de emeklilere verilen yemekteki lüks sunumlar , emeklilerin yaşadığı ekonomik zorluklarla kıyaslandığında büyük bir tezat oluşturdu. Çoğunluğu asgari ücretin bile altında maaş alarak geçimini sağlamaya çalışan emekliler, iktidarın açıklamalarına rağmen, hayatla mücadelelerine devam etmek zorunda kalıyor. Yükselen fiyatlar ve artan temel ihtiyaç maliyetleri karşısında emeklilerin talepleri, yeni yılda yapılacak maaş artışlarında refah payı ve enflasyona uygun iyileştirmeler yönünde yoğunlaşıyor.

2024 “Emekliler Yılı” ilan edilmişti. Külliye ’deki yemeğin de bu çerçevede düzenlendiği anlaşılıyor. Yemekte emeklilerin sorunlarının masaya yatırılmadığı, Cumhurbaşkanı ve kimi emekli dernekleri temsilcilerinin konuşmalarıyla yetinildiği anlaşılıyor. Temsilcilerin de Külliye'nin havasının da etkisiyle genel nitelikte beyanlarda bulunduğu söyleniyor.

Esasen, yıl sona ermeden emekliler adına düzenlenen çeşitli toplantılarda, kurultaylarda emeklilerin sorunlarına iktidarın dikkati çekildi. Bu çerçevede, Sosyal Güvenlik Sistemi’nde adaletsizliklerin büyüdüğü ve yeni bir düzenlemeyle bunun çözülmesi gerektiği, Emeklilerin yıllardır açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verdikleri, son sekiz yılda giderek fakirleştikleri, açlık ve yoksulluk sınırının altında bulundukları, temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi güçlük yaşadıkları, Emeklinin maaşının alım gücünün enflasyonla sürekli gerilediği; seyyanen zam konusunun derhal ele alınması gerektiği, 2025 yılı Ocak ayında açıklanacak zam oranlarının emeklilerin refah seviyesinin belirlenmesinde önemli rol oynayacağı, Emeklilerin haklarını düzenleyen 5434 ve 5510 sayılı kanunların gözden geçirilmesi, çifte standart uygulamaların kaldırılması ve yeni bir kanuni düzenleme yapılması gerektiği, emeklilerin en büyük beklentisinin intibak olduğu, Emeklilerin sorunlarının sadece ekonomik değil, sosyal nitelikte de bir sorun olduğu belirtildi.

Erdoğan 1954 doğumlu. Gençlik yıllarında siyasete meraklı olmasaydı ve sporcu ve/veya emekçi olarak yaşamını sürdürseydi belki bugün o da milyonlarca emekli gibi yaşam mücadelesi veren bir emekli olacaktı. Erdoğan ailesi de İstanbul da emekçilerin yaşadıkları bir semtte yaşantılarını sürdürüyor olacaktı. Emekli ve emekçilerin haklı beklentilerini bilen Erdoğan bugün ileri yaşında onca dert arasında milyonlarca emeklinin, emekçinin  derdine deva olmaya çalışıyor.

Ancak ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar ve bu sıkıntıları aşmak amacıyla alınan tedbirler anımsandığında 2025'te de  emekçiler ve emekliler için zor şartların , sıkıntıların devam edeceği görülüyor. Uzmanlar,2025 Ocak ayında maaşlarına yapılacak zammı heyecanla bekleyen  SGK, Bağ-Kur, Memur ve Memur emeklisinin hüsrana uğrayacağını söylüyorlar. Mevcut ekonomik koşulların yanı sıra seçimlerin gündemde olmaması da zamlar konusunda büyük beklentilere girilmemesi gerektiğini hatırlatıyor.

Öte yandan, Erdoğan geçenlerde Külliye’de yaptığı duygu yüklü bir konuşmada en büyük arzusunu şöyle dile getirmiş:

“Yarın arkamızdan ‘bir Tayyip Erdoğan vardı, dürüst, ahlaklı mert adamdı, vicdanlı, merhametli bir adamdı, memleketine ve milletine sevdalı bir adamdı. Allah ondan razı olsun’ denilmesi en büyük arzumdur.” İnsani bir arzu, insani bir temenni Cumhurbaşkanı’nın arzusu, temennisi. Duygulanmamak mümkün değil. Ancak Cumhurbaşkanı’nın neden  böyle bir beyanda bulunma ihtiyacını  hissetti merak ediyorum..