Bu basit ama derin anlamı olan bir cümle. Peki, bu mutluluk dediğimiz şey nedir? Kimi için para, kimi için başarı, kimi için aile... 

Aslında mutluluk, kişiden kişiye değişen subjektif bir durum. Ancak unutmayalım ki, gerçek mutluluk dışarıda değil, içimizde.

İnsanın mutlu olabilmesi için öncelikle kendini tanıması gerekir. Kendini tanıyan insan, neyin peşinde olduğunu, neyin onu mutlu ettiğini bilir. 

Kendini tanımayan insan ise dışarıda mutluluk arar durur. Oysa mutluluk, bir sonuç değil, bir süreçtir. Mutluluğu bir hedef olarak görmek yerine, yaşamın her anını dolu dolu yaşamak, işte gerçek mutluluk budur.

Mutluluk, aynı zamanda bir seçimdir. Hayatın bize sunduğu zorluklar karşısında pes etmek yerine, mücadele etmeyi seçmek; hayal kırıklıkları karşısında umutsuzluğa kapılmak yerine, umudu seçmek... İşte bu seçimler, bizi mutlu bir yaşama götürür.

Mutluluk, aynı zamanda paylaşımdır. Kendi mutluluğumuzu başkalarıyla paylaştığımızda, bu mutluluk katlanarak artar. Başkalarının mutluluğuna katkıda bulunmak, belki de en büyük mutluluktur.

Sonuç olarak, mutluluk; kendini tanımak, yaşamın her anını dolu dolu yaşamak, doğru seçimler yapmak ve mutluluğu paylaşmakla elde edilir. Unutmayalım ki, her birimiz kendi mutluluğumuzun mimarıyız. Haydi, kendi mutluluk binalarımızı inşa etmeye başlayalım.