Facia göz göre göre geldi. Çalışma koşulları ve alınmayan tedbirler, göz ardı edilen raporlar, insanların canına mal oldu. Dahası altın madenleri toprağa, havaya ve suya siyanür karıştırma riskini taşıyor! Doğayı da öldürüyor! Üstelik bu risk bütün yurtta verilen maden ruhsatları yüzünden, pek çok yeri kapsıyor!

Sadece 2003’le 2023 yılları arasında 386 bin madene ruhsat verilmiş! Yabancı şirketler eliyle doğamız kirletilirken, onlar kazanıyor, bize ise kirli ve siyanürle zehirlenmiş bir doğa kalıyor! Ucuz iş gücü ile insanlarımız ölesiye çalıştırılıyor ve kötü iş koşulları yüzünden de feci şekilde can veriyorlar! İş güvenliği konusunda yalnız bırakılan insanlarımız ölüyor!

İLO’nun istatistik birimi İLOSTAT’ta yer alan tabloya göre 100 bin çalışan başına ölümlü iş kazalarının en çok yaşandığı ülkeler sıralamasında Türkiye dokuzuncu sırada yer alıyor! 80 ülke arasında bu sonuç hiç de iç açıcı değildir! Uzmanlar, Türkiye’de yaşanan iş kazalarının nedenini; işletmelerin denetlenmesinde yaşanan sorunlar, taşeronlaşma ve caydırıcı cezaların olmayışına bağlıyorlar. Avrupa Birliği’nde de en yüksek ölümlü iş kazalarına sahip ülkelerden biriyiz!

İş sağlığı ve iş güvenliği konularına önem vermeyen şirketlere karşı, güçlü sendikaların olmayışı, işçilerin sendikalaşmasına karşı tutumlar, işçi haklarına en büyük darbeleri vururken, ölen işçiler ve ailelerinin içine düştüğü çaresizlik ve yaşanan acılar, bu çalışma anlayışıyla, daha çok yaşanacak gibi görünüyor!

İşçi ve emek ekseninde gerekli toplumsal duyarlılık olmazsa, çalışma şartları asla insanca boyutlara gelmeyecek! Ama artık daha fazla ölüm ve daha fazla acıyı kaldıramıyor bu ülke! O yüzden, yapılması gerekenler yapılmalı! Kapitalizmin kazanma hırsı, daha fazla işçinin ölümüne neden olmamalı! İşçi ölümleriyle yaşananlar, artık farkındalık yaratmalı!