Türkiye’nin en önemli tarım kentleri arasında yer Antalya’nın, bir çok ürünü yetiştirmeye imkan sağlayan tarım alanları her yıl küçülüyor. 200’ün üzerinde ürününün yetiştirebildiği topraklar, kentleşme, sanayi, turizm yatırımları ve yeni yolların açılmasıyla daraldı.
Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halil Bülbül, tarım alanlarının azalmasına neden olan bazı konularda değerlendirmede bulundu.
Halil Bülbül, Antalya’da tarım arazilerinin baskı altında olduğunu belirterek, kırsal kesimde de güneş enerji sistemlerinin(GES) kurulurken dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti. Tarımsal üretime uygun arazilerin bilinçsizce GES projelerine açılmasının sakıncalı olduğunu dile getiren Bülbül, bu konunun yakından takip edilmesini, denetlenip kontrol edilmesini istedi.
'Sürdürülebilir Kentleşme'
Antalya’da kent merkezinin giderek yükseldiğinden yakınan Bülbül, “Bir kentin yükselmesi doğru planlanırsa olumsuz değildir. Ancak bu yükselme, kent içi hava akışını sağlayacak ve yeşil alanları koruyacak şekilde tasarlanmalıdır. Eğer dikey kentleşme, rüzgar geçişini sağlayan, yeşil alan oranını artıran ve iklim dostu bir yaklaşımla planlanırsa, bu durum tarım için bir tehdit değil, aksine bir avantaj oluşturur. Önemli olan çarpık yapılaşma yerine kontrollü, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir kentleşme modelinin hayata geçirilmesidir.” diye konuştu.
Antalya’nın yeşil alanlarına sahip çıkılması gerektiğinin altını çizen Bülbül, özellikle Zeytinpark ve narenciye bahçelerinin korunmasını istedi.
"Kullanılan Taş Ocakları Eski Haline Döndürülsün"
Antalya’nın merkeze kadar giren taş ve maden ocaklarıyla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Halil Bülbül, “Bu tesislere tümden karşı değiliz; ancak ekonomik fayda sağlarken doğaya ve tarımsal üretime en az zarar verecek şekilde yönetilmelidir. Ayrıca, kullanım ömrü dolan alanların eski doğal görünümüne kavuşturulması şarttır. Ne yazık ki, bugüne kadar bunun başarıyla uygulandığının bir örneğini göremedik. Bu standartlara uyulmadığı sürece yaşanan tahribata karşı çıkmaya devam edeceğiz.” dedi.
"Tarım Alanları Yol Projeleriyle Tahrip Edilmemeli"
Çevre yolu, otoyol ve ilçeler arası yol projelerine kimsenin karşı çıkmadığını dile getiren Bülbül, “Aksine, ticaretimize katkı sağlayacağı açıktır. Ancak atılan adımların sonuçlarını iyi analiz etmek zorundayız. Ekonomimizin temeli, bize bahşedilmiş bu nadide topraklardır. Tarım ve turizm için hayati öneme sahip olan bu alanlar, plansız yol projeleriyle geri dönülmez şekilde tahrip edilmemelidir. Yeni bir yol inşa edilmesi, imar baskısını artırarak ciddi bir inşaat dalgasını tetikleyebilir. Bu süreci daha önce yaşayanlar olarak, yeni yolların gerçekten gerekli olup olmadığını bilimsel verilerle değerlendirmeliyiz.” açıklamasında bulundu.