Yapraklara dallara, yeşillere, allara,

nice nice yıllara gülüm, nice nice yıllara.

Yaprak dala, al yeşile yaraşır,

gayrı bundan böyle vermem seni ellere…

Doğum günü olan sevdiğim, değer verdiğim dostlarıma ilettiğim bir şiirdir bu… Peki size de tanıdık geldi mi bu sözler? Bu şarkı? Elbet gelmiştir.

Sözleri Nâzım Hikmet’e ait olan ve aslı zaten “Münevver'in Doğum Günü” olan bu güzel şarkıyı birçoğumuz şu an maalesef sağlık sorunlarıyla boğuşan Edip Akbayram’dan biliyoruzdur… Maalesef diyorum çünkü bu değerli sanatçımızın durumu gerçekten kritik. Ülke olarak ondan gelecek iyi haberleri dört gözle beklediğimiz bir anda bu yazıyı kaleme almaya başladım ve gerilere gittim.

Büyük üstat ile ilk tanıştığımda tarihler 2000 yılının Aralık ayını gösteriyordu. Dile kolay çeyrek asır geçmiş üzerinden… Portre belgeselini çekmek için o zamanlar daha terk etmediği İstanbul’daki evinde buluşmuştuk… Ekranlarda gördüğüm o küçük dev adam karşımdaydı ve bu kez enerjisi, sıcaklığı ve kendine çeken samimiyetiyle gözümde bir kez daha devleşmişti…

Siyah beyaz zamanların en çarpıcı en dikkat çekici isimlerinden olan Edip Akbayram; politik duruşu, gür sesi ve yine gür ve farklı saç ve kıyafet stili, haktan, adaletten dem vuran şarkılarıyla bir değil birkaç kuşağın gönlüne taht kurmuş çizgisinden hiç ödün vermemiş bir isimdir.

“Aldırma Gönül”, “Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz”, “Hava Nasıl Oralarda”, “Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme”, “Deniz Üstü Köpürür”, “Sen Benden Gittin Gideli”… saymakla bitmeyen onlarca şarkı, sayısız ödül, sayısız başarı…

Aslında hayat ona çok da kolay davranmadı… Henüz dokuz aylıkken çocuk felcine yakalandı. Çocukluğunu bu hastalığın pençesinde geçirdi. Ama o hiç yılmadı, hastalık onu daha da güçlendirdi müziğe olan tutkusuyla bu içindeki gücü bizlere geçirdi yıllar yılı… Yaptığı şarkılarla satış rekorları da kırdı, yine yaptığı şarkılar yüzünden TRT’de sansüre de takıldı tam 7 yıl. Altın plaklar da kazanda Sinop cezaevinde de yattı… Çilelerle, acılarla, ama en çok da hayal kırıklıklarıyla geçen bir sanat yaşamında Edip Akbayram bugün Türkiye’nin en çok sevilen, değer gören ender sanatçılarından. Onu da zaten en çok mutlu eden, gururlandıran da bu… Hiçbir zaman parayı, şöhreti önemsemeyen Akbayram onu seven hayranlarıyla çok özel ve bir o kadar da derin bağlar geliştiren çok müstesna bir isimdir. Kültürümüze, köklerimize, Anadolu’muza, bağlarımıza, ağıtlarımıza, destanlarımıza, ozanlarımıza, türkülerimize sahip çıkan bu üstat ondandır ki çocuklarının adını da ‘Türkü’ ve ‘Ozan’ koymuştur.

Şimdilerde hepimizin gözü kulağı bu değerli ismin sağlık durumundan gelecek haberlerde. Evet maalesef bir süredir zatürre tedavisi gören ve yataktan düşme sonucu iç kanama geçirdiği için hastaneye kaldırılarak entübe edilen usta sanatçı Edip Akbayram geçtiğimiz günlerde ikinci kez ameliyat oldu ama durumu hala kritik. Tedavisi yoğun bakımda devam eden Akbayram’ın sağlık durumunun ciddiyetini maalesef koruyor.

Önümüzdeki bir iki günlük süreler kritik inşallah güzel ve iyi haberler alırız…

Yaprak dala, al yeşile sen de bize yaraşırsın Edip Akbayram. Gayrı, seni vermeye dahası uğurlamaya hazır değiliz…Dualarımız, türkülerimiz, şarkılarımız seninle… Daha seninle nice nice yıllara da diyeceğiz, Güzel güneşli günlere merhaba diyeceğiz… Acil Şifalar…

Sevgi&Saygı

“Görecek Günler Var Daha Edip Akbayram”

Not / Resim Altı: Kendisinden aldığım orijinal bir resim… Kendine has saç ve kıyafet stiliyle Edip Akbayram Konser öncesi kuliste… Yıl 1977

“Görecek Günler Var Daha Edip Akbayram”