Merkez Bankası'nın Faiz Kararı: "Tamam mı, Devam mı?"
Ekonomi yazarı Alaattin Aktaş, önümüzdeki hafta gerçekleşecek olan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısı öncesinde faiz kararıyla ilgili olası senaryoları değerlendirdi. Aktaş, "Faizde tamam mı, devam mı?" başlıklı yazısında, Merkez Bankası'nın faiz politikasının geleceğine dair çeşitli seçenekleri kaleme aldı.
Değişen Deyim: "Politika Faizi Şöyle Belirlendi"
Aktaş, Merkez Bankası'nın gelecek politika faizi açıklamasının, "Merkez Bankası politika faizini şöyle belirledi" ifadesi yerine, "Merkez Bankası'nın politika faizi şöyle belirlendi" şeklinde olacağını öne sürdü. Bu dil değişikliğinin ardında, faiz kararının daha önce alındığı izlenimi yerine, toplantının sonucunun daha önceden belirlendiği algısının oluşabileceği düşüncesini paylaştı.
Geniş Seçenekler: Faizde Tamam mı, Devam mı?
Yazar, faiz kararının belirlenmesinde geniş bir yelpaze olduğunu vurgulayarak, faiz oranının sabit bırakılabileceği gibi, 5 puan artırılarak yüzde 35'e de çıkarılabileceğini ifade etti. Ancak Aktaş, bu oranın 5 puan üzerinde bir artışla da belirlenebileceğini belirterek, kararın temel amacına ve hükümetin ekonomi politikasındaki hedeflerine bağlı olduğunu dile getirdi.
İhtimaller ve Değerlendirmeler: Makul Oran 35 mi?
Yazar, faiz oranının yüzde 35 olarak belirlenmesi durumunda çeşitli yorumlar yaparak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faizde belirli bir sınır çizmediği, parasal sıkılaştırmadan vazgeçilmediği, enflasyonla mücadele çabalarının devam ettiği ve yabancı yatırımcıyı çekmek amacıyla faiz oranının artırıldığı şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Daha Yüksek Faiz: Başarı Hedefine mi Odaklanmalı?
Aktaş, yüzde 35'in üzerinde bir faiz oranının enflasyonla mücadele için yeterli olmadığını savunarak, faiz artışının amacının net olarak belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Eğer hedef enflasyonla mücadele ise, mevcut oranların yeterli olmadığını ifade eden yazar, başarı hedefi varsa daha yüksek faiz oranlarının kaçınılmaz olduğunu belirtti. Ayrıca, faiz artışının sadece seçim dönemini geçiştirmek amacı taşıdığı düşünülüyorsa, bu durumun ayrı bir değerlendirmeyi gerektirdiğini dile getirdi.