Geçtiğimiz yılın 6 Şubat'ında yaşanan deprem, birçok insanın hayatını alt üst etti, evlerini yitirdi ve zorlu bir sürecin içine sürükledi. Resmi verilere göre 50 binden fazla yurttaş hayatını kaybetti. Depremzedelerin yaşadığı zorluklar sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik sorunları da beraberinde getirdi. Üstelik, depremin 1. Yıldönümünün ardından hala birçok sorun çözüme kavuşturulabilmiş değil. Depremzedelerin karşılaştığı sorunlar ve yaşadıkları psikolojik zorluklarla baş etmek için atılması gereken adımları ele alacağım.

Birçoğu hala geçici barınma alanlarında yaşamak zorunda, çocuklar okullarından uzak, işsizlik artmış durumda ve temel ihtiyaçlar karşılanamıyor. Bu durum, insanların geleceğe dair belirsizliklerle baş etmelerini güçleştiriyor. Psikolojik açıdan, depremzedelerin yaşadığı travma etkileri hala devam ediyor. Deprem sırasında yaşanan korku, kayıplar ve belirsizlikler, birçok kişinin ruhsal sağlığını olumsuz etkilemiş durumda. Deprem sonrası oluşan stres, kaygı ve depresyon gibi sorunlar, uzun vadede ciddi psikolojik sorunlara dönüşebilir.

Peki, bu sorunları çözmek ve depremzedelerin hayatlarını normale döndürmek için neler yapılmalı?

İlk adım olarak, geçici barınma alanlarının iyileştirilmesi ve kalıcı konut çözümlerinin acilen sağlanması gerekiyor. İnsanlar, yaşam alanlarını yeniden inşa edebilmeli ve güvenli bir çatı altında yaşamalıdır. Ayrıca, çocukların eğitimine öncelik verilmeli ve psikososyal destek programları genişletilmelidir. İkinci olarak, iş olanakları yaratılmalı ve ekonomik destek sağlanmalıdır. İnsanların kendi geçimlerini sağlamaları, hem ekonomik hem de psikolojik olarak kendilerini daha güçlü hissetmelerine yardımcı olacaktır. Üçüncü olarak, psikolojik destek hizmetleri yaygınlaştırılmalı ve toplumun bu konudaki farkındalığı artırılmalıdır. Depremzedelerin yaşadığı travmatik deneyimleri işlemelerine yardımcı olacak profesyonel destek, uzun vadeli psikolojik iyileşme sürecine katkıda bulunacaktır. 6 Şubat depreminin ardından geçen bir yıla rağmen hala çözülemeyen sorunlar, toplumun dayanışma içinde olması ve acil önlemlerin alınması gerektiğini gösteriyor. Ancak, umutsuzluğa kapılmak yerine, hep birlikte hareket ederek depremzedelerin yeniden hayata tutunmalarına yardımcı olabiliriz. Unutmayalım ki, zor zamanlarda dayanışma ve sevgi en güçlü iyileştiricilerdir.