Bu sunumumda önce verem başta olmak üzere, diğer bulaşıcı enfeksiyon hastalıklarına doğru tarihi bir bir yolculuk yapalım. Kurtuluş savaşının yıkımlarının oluşturduğu enkaz üzerine kurulan Cumhuriyet’imiz, gerçek manada bir enkaz devralmış, 1923 ten 1938 yılına kadar geçen on beş yıl, tarihimizin en zor yılları olmuştur.

Kurtuluş savaşının yıkımlarına rağmen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve O'nu destekleyen yüce Türk Milleti, can siperane canını dişine takarak genç cumhuriyetin kurulmasına vesile olmuştur. Açlık yokluk, sefaletin yanı sıra zayıf düşmüş bir milletin en büyük sorunlarından en önemlisi de verem, tifo, tifüs, sıtma ve benzeri sari hastalıklar nedeniyle halk yorgun düşmüş, et yok, ekmek yok, ilaç yok, halkımız aç ve sağlıksız, gerekli ve yeterli gıdadan yoksun, bedenleri olağanca zayıf düşmüş, özellikle verem hortlayarak binlerce insanımızın ölümüne sebep olmuştur. Ortada bir bakanlık var. Adı; " SIHHAT VE İÇTİMAİ MUAVEMET VEKALET" yani sağlık bakanlığının eski ismi. Fakat bakanlık ta çaresiz. Yurt düzeyinde yaygın halde bulunan vereme gerektiği şekilde hakim olamaz durumda.

Verem çok bulaşıcı, hastanın havlusunu tutan, kaşığın ile çorba içen, tabağından yemek yiyen diğer insanlara hızla bulaşan verem basili (mikrobu) akciğeri sararak, insanı hızla zayıflatmak suretiyle kaşektik duruma getirerek öldüren bir sari hastalık, ciddi bir sağlık sorunu.

VEREMIN TEMEL SEBEBI: Protein başta olmak üzere vitamin eksikliği, yeterli ve gerekli gıdayı alamamak, kırmızı et, balık ve benzeri protein kaynaklarına ulaşamamak, veremin temel sebeplerindendir. Veremin en büyük dostu, zayıf düşmüş insan bünyesidir. İnsan bedenin zayıf düşme nedenlerinden en önemlisi de yukarıda ifade olunduğu gibi yeterli ve sağlıklı beslenememe olayıdır.

PEKİ DURUMU GÜNÜMÜZDEKİ HALİMİZLE EŞLEŞTİRDİĞİMİZDE

Gün be gün, özellikle TV ekranlarından yayınlanan haberlerden ve yorumlardan da anlaşılmaktadır ki, insanlar gerekli ve yeterli gıdaya, proteine ve vitamine sağlığımız için diğer gıda maddelerine ulaşamadığı anlaşılmaktadır. Et ve preparatlarının 1000 TL'ye, süt ve ürünlerinin 400 TL'ye en ucuz meyvenin 50-100-150 TL'ye, bir tek yumurtanın 8-10 TL'ye ulaşıyor iken, 8-13- 14 bin TL Maş alan, hatta hiç maaşı olmayan büyük bir halk kitlesinin sağlık durumu, bedensel güç kapasitesi, bağışıklık mekanizması gibi insan sağlığının ögeleri üzerinde ne kadar sağlıklı olduğu ortadayken milyonlarca zayıf düşmüş bedenleri veremden nasıl koruyabiliriz...

Konuyu tip ilmi üzerinden değerlendirdiğimizde veremin ayak seslerinin hepimiz için bize

Yaklaştığını söylemek doğru olmaz mı? 

Sebep : Yokluk ve bozuk ekonomi