Günümüzde yaşam uzadıkça, toplum içinde yaşlı insanların da sayısı artıyor. Giderek yaşlanan toplumlarda, yaşlılara uygun yaşam alanları, yaşamı kolaylaştıracak bir kentleşme, ulaşım ve sağlık hizmetlerinde kalite ve kolay ulaşılabilme olanakları yaratılmalıdır.

Ama en önemlisi; yaşlılarına saygılı olan bir toplumda; emekliler ve yaşlı insanlar için, refah düzeyi yüksek olmalıdır. Maddi ve manevi anlamda mutlaka desteklenmesi gereken bu grubun, uzun süreli bakım gereksinimleri için de, kurumsal anlamda önlemler alınmalıdır.

“ Yaşlılıktaki en acı şeyin şu olduğunu düşünüyorum: İnsanın o yaşta başkasına rahatsızlık verdiğini düşünmesi.” Diyor yüzyıllar öncesinden Çiçero.

Sadece bu yüzden, onları üzmeden ve kimseye muhtaç etmeden yaşamlarını kolaylaştırmak, sosyal aktivitelerini arttırmak ve yeniliklere uyum sağlamaları için rehberlik etmek, çok ama çok önemlidir!

Size yaşlıların ruhlarının hala genç, yaşamaya dair isteklerinin hala çok olduğunu anlatan iki fıkra yazmak istiyorum.

AŞK ELBİSESİ

“ Yaşlı kadın, yeni evlendirdiği kızının evine gitmiş. Kızı kendisini çırılçıplak bir halde karşılayınca, şaşırarak sormuş:

_ Kızım bu ne hal, hiç bu halde kapı açılır mı? diye.

Kız da annesine:

_ Üzerimde aşk elbisesi var anne! Nasıl oldu da fark edemedin? demiş.

Yaşlı kadın eve gidince, hemen o da kızı gibi aşk elbisesini giymiş ve kocasını beklemeye başlamış. Aradan biraz zaman geçtikten sonra kapı çalmış ve gelen kocasıymış. Hemen kapıyı büyük bir heyecanla açmış. Tabii adam gördüğü manzara karşısında, şaşkınlığını attıktan hemen sonra:

_ Karıcığım, bu ne hal? diye sormuş. Böyle çırılçıplak ne yapıyorsun? demiş.

Karısı:

_ Çırılçıplak olur mu? Üzerimdeki aşk elbisesi… demiş.

Kocası da:

_ Hımm demek aşk elbisesi…demiş. Ama bir daha ki sefere aşk elbiseni ütülemeden giyme olur mu! …”

YAŞLI TEYZE

Amerika’ da 22 numaralı karayolunda, devriye görevi yapan bir otoyol polisi, arabasından yolu takip ederken, bir araba görmüş. Radarda: Minimum 50 km./s hız ile gidilmesi gereken yolda, bu aracın 22 km./ s hız ile gittiğini fark etmiş. Bu araba yolu tıkıyormuş. Sürücüyü uyarmak için, peşinden gidip sürücüyü durdurmuş. Bir de ne görsün… Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze, aracın arka koltuğunda da tir tir titreyen 3 tane yaşlı teyze… Polisi görünce yaşlı sürücü endişelenerek sormuş:

_ Polis bey çok mu hızlı gidiyordum?

Polis:

_ Hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz ve bu bütün otoyol trafiğini etkiliyor! Radardan gördüğüm kadarıyla 22 km. hızla gidiyorsunuz.

Yaşlı teyze:

_ Ama otoyolun girişinde 22 yazıyordu ve ben de bu hıza uymak istedim.

Polis:

_ Hanımefendi, o 22 otoyolun numarası. Bu yolda en az 50 km. hızla gitmelisiniz.

Yaşlı teyze:

_ Tamam, anladım. Bundan sonra hızlanacağım. derken…Polisin gözü arkadaki tir tir titreyen 3 yaşlı kadına takılmış. Polis merakını yenemeyerek sormuş:

_ Hanımefendi, arkadaki hanımların nesi var? Rahatsızlar mı? Bir şeyden korkmuş gibi de duruyorlar?

Yaşlı teyze:

_ Vallahi ben de anlamadım. 250 numaralı yoldan çıktığımızdan beri böyleler!…”

Yine bu bağlamda, fıkralardaki gibi enerjik olabilmeleri için, yaşlı beslenmesinin önemi de göz ardı edilemez. Aktif ve sağlıklı yaşlanmanın bir yolu bedeni doğru beslemekse, diğer yolu da ruhu beslemektir. Gerontologların, yaşlı sağlık merkezlerinde; yaşlılar için uygun yaşam koşulları belirlemek konusunda, bilgilerinden ve yol göstericiliğinden yararlanmak, her zamankinden daha önemlidir. Yaşlılar için uygun aktiviteler, oluşturulacak sosyal ilişkiler ve yaşam tarzı üzerine eğitim verilmesi, sağlıklı yaşlanmanın büyük ölçüde yolunu açacaktır.

Yaşlı bakımında önlenebilir risk faktörlerini, yaşlıların yaşadığı, sosyal izolasyon ve yalnızlıklarını, baskı ve strese maruz kaldıklarında, ruhsal ve zihinsel anlamda zarar gördüklerini topluma anlatmak, günümüzde artık kaçınılmaz ve ihmal edilemez bir gerekliliktir.