İYİ Parti heyeti, İstanbul Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gençleri ziyaret etti. Gençlerin, Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolarda gözaltına alınarak tutuklandığı belirtilirken, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Hakan Şeref Olgun ve Grup Başkan Vekili Turhan Çömez cezaevi önünden sert açıklamalarda bulundu. Olgun, "Bu iddianameyle bu gençlerin içeride tutulmasını kendime yediremiyorum" diyerek tepki gösterdi. Çömez ise “Gençlerin yeri cezaevi değil, üniversitelerdir” sözleriyle iktidara seslendi.
İYİ Partili Olgun, şunları söyledi:
"Bugün İYİ Parti Hukuk ve Seçim İşleri Başkanlığı ve İYİ Parti İstanbul İl Teşkilatı Hukuk İşleri Başkanlığı olarak organize ettiğimiz ve 30'a yakın avukat arkadaşımızla beraber Silivri Cezaevinde tespit edilen 255 genç tutuklu arkadaşımızı ziyaret için geldik. Sayın Grup Başkan Vekilimiz Turhan Çömez ve ben avukat arkadaşlarımla beraber bu saate kadar gençlerimizin sorunlarını dinledik. Ancak şunu söyleyebilirim, 30 yılı aşkındır yürüttüğüm avukatlık hayatım boyunca bu gördüğünüz iddianameye ve bu iddianame ile bu gençlerin burada tutuklu kalmasını kesinlikle kendime yediremiyorum. Ne okuduğumuz hukuk öğrenimi ne de buradaki şartlar buna el vermiyor. Bugün anayasanın 25,26 ve 34'üncü maddelerine dayanan bu maddelerce hüküm altına alınıp bu gençlerimizin kullandığı protesto hakkı nedeniyle tutuklu kalmaları çok kötü. Ve insanlar kimi derslerine yetişemiyor kimi işinden atılmış.
"Gençleri derhal tahliye edin"
Cezaevi koşulları Sayın Adalet Bakanı her ne kadar Ankara'dan vaaz verse de buyursun gelsin bir incelesin. Ben buradan yetkililere sesleniyorum; kendisini devlet baba olarak gören, böyle düşünen insanlara sesleniyorum; bir evin babası nasıl evladını affederse bu gençleri sizde öyle derhal tahliye edin diyorum."
"Gençler polisler tarafından darp edilmiş"
İYİ Parti Grup Başkan Vekili Turhan Çömez ise şu açıklamaları yaptı:
"Soğuk bir gün. Silivri'nin soğuğu aslında yakıcı bir soğuk. Şu anda teşkilatımızın avukat heyeti ile birlikte ve Sayın Hakan Şeref Olgun Milletvekilimiz, avukatımızla birlikte Silivri'deyiz. Gençleri dolaştık, gençleri ziyaret ettik, onları dinledik. Bu gençlerin hepsi Anadolu evladı, Türk çocuğu ve meydanlara Anayasa 34'üncü maddenin kendilerine vermiş olduğu hakka riayet ederek çıkmışlar. Ne yapmışlar, yakıp yıkmamışlar. Ne yapmışlar peki hak talep etmişler, özgürlük talep etmişler, bu ülke iyi yönetilsin demişler. Konuştuğumuz gençlerin tamamı neredeyse polis tarafından alınırken darp edilmişler. Bir kısmı sokakta yürürken kollarından çekilerek yerlere yatırılmış, tekmelenmişler, coplanmışlar, gaz kapsüllerine, göz yaşartıcı bombalara maruz kalmışlar. Hepsinin istisnasız söylediği bu. Bazılarında hala ters kelepçenin izleri var.
"Bütün türkiye gerçekleri öğrensin "
Bu meseleyi yarın İYİ Parti adana grup başkan vekilimiz TBMM gündemine getirecek ve bir araştırma önergesi talep edecek. Buradan iktidar vekillerine sesleniyorum; bu söylediklerimiz doğru değilse işte Silivri zindanı arkamızda gelin hep beraber ziyaret edelim. Gelin bu gençleri siz de dinleyin. Cesaretiniz varsa, yüreğiniz varsa, hala içinizde bir parça insanlık varsa gelin bu çocukların hikayesini Silivri zindanında dinleyin. Yarın bir araştırma önergesi vereceğiz, yüreğiniz yetiyorsa, kendinize güveniyorsanız, cesaretiniz varsa kaldırın elleri kabul edin İYİ Parti'nin araştırma önergesini hep beraber bir komisyon kuralım burada olanları, Saraçhane'de olanları, Çağlayan'da olanları tek tek yerinde inceleyelim. Bütün millet, bütün Türkiye gerçekleri öğrensin. Ama sizde öyle bir cesaret yok. Çünkü siz elinize geçirdiğiniz devlet gücünün arkasına sığınıp bu millete eziyet etmekten başka bir şey bilmiyorsunuz.
"Devlet çeteleyle çalışmaz"
AK Partili siyasetçilere sesleniyorum ve 'ne olmuş canım 301 tane delikanlıyı genci içeriye attık' diyen Cumhurbaşkanı Yardımcısına sesleniyorum: Sanki çetele tutuyorsun Sayın Yılmaz. Diyorsun ki 'Sokağa çıkan bunca insana baktığımızda tutuklananlar az'. Bir hedef mi seçtin kendine, yürüyenleri alıp atmışsın, eve dönenleri alıp atmışsın. Bunlar kabul edilemez, devlet çeteleyle çalışmaz. Devlet adaletin temsil edildiği yer ve mekandır. Yüreğiniz yetiyorsa kendinize güveniyorsanız gelin cezaevini beraber dolaşalım, Silivri zindanlarını beraber gezelim. Bakın içeride ne hikayeler var. Artık yeter diyoruz, haksızlığınıza ve zulmünüze dur diyoruz. Ve buradan Türkiye'ye ilan ediyoruz: Bırakın bu gençleri. Onların yeri cezaevleri değil üniversitelerdir."