Ankara’da yaşayan A.A., 2024 yılında eski eşiyle görüştüğü günlerin ardından 4 yaşındaki kızının iç çamaşırlarında kan, özel bölgesinde ise kızarıklık tespit etti. 28 Haziran, 18 Temmuz ve 17 Ocak tarihlerinde benzer şüphelerin oluşması üzerine anne, karakola giderek eski eşi B.G. hakkında şikâyetçi oldu. Ardından savcılık tarafından cinsel istismar şüphesiyle soruşturma başlatıldı.

Cinsel İstismar Bulgusu Yok, Hymen İntakt Değil

Küçük çocuk Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. Raporda çocuğun vücudunda yalnızca pişik tespit edildiği, cinsel istismara dair herhangi bir bulguya rastlanmadığı ifade edildi. Ancak aynı raporda, kızlık zarının (hymen) intakt olmadığı da belirtildi. Bu duruma ilişkin herhangi bir gerekçe ya da detaylı açıklama yer almadı.

"Çocuk İddiada Bulunmadı, Bulguya Rastlanmadı" Denildi

Baba B.G., savcılık ifadesinde çocuğuna cinsel amaçla dokunmadığını ifade etti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 30 Ocak 2025’te dosya hakkında takipsizlik kararı verdi. Kararda, “mağdur çocuğun istismara maruz kaldığına dair ifadesi bulunmadığı” ve “muayene sonucunda cinsel istismara dair delil olmadığı” gerekçelerine yer verildi.

Gaziantep Havalimanı Girişinde Silahlar Patladı Gaziantep Havalimanı Girişinde Silahlar Patladı

Anne, Ses Kayıtları ve Fotoğraflarla Takipsizlik Kararına İtiraz Etti

Anne A.A., avukatları aracılığıyla 17 Mart 2025 tarihinde takipsizlik kararına itirazda bulundu. İtiraz dilekçesinde, çocuğun psikolog görüşmeleri sırasında kullandığı bazı ifadeler ses kaydına alındı ve savcılık dosyasına sunuldu. Çocuğun “dokundu, temas etti, yapma dedim” gibi ifadeler kullandığı aktarıldı.

“Deliller Değerlendirilmedi, Muayene Yüzeysel Yapıldı” İddiası

Avukatlar, çocuğun kıyafetlerinde ve özel bölgesinde tespit edilen kızarıklık ve kan izlerine dair fotoğraf ve video kayıtlarının savcılık tarafından dikkate alınmadığını öne sürdü. Ayrıca çocuğun Çocuk İzleme Merkezi'nde bir vekil eşliğinde değil, tek başına görüşmeye alındığı ve bu nedenle savunma hakkının zedelendiği vurgulandı.

Üçüncü Şahıs İddiası

Dilekçede, annenin beyanlarına dayanılarak çocuğun “B.” isimli başka bir kişiden defalarca söz ettiği ve bu kişinin de temas ettiğini söylediği belirtildi. Bu nedenle yalnızca babaya yönelik suçlamanın yeterli olmadığı, olayın diğer şüpheli kişiler yönünden de incelenmesi gerektiği ifade edildi.

“Yüzeysel muayene ve eksik değerlendirmeler sonucu verilen takipsizlik kararının kaldırılması ve dosyanın yeniden açılarak kamu davası açılması gerekmektedir.”

Kaynak: Haber Merkezi