Üç tarafı denizlerle çevrili balıklı gölleri ve akar suları bulunan bir coğrafyada ülkesinde bir tek balık, ufak bir salata tabağı ve bir şişe suyun ( sanırım bu kadar) Bedeli bin TÜRK LİRASININ üzerinde bir rakama nasıl ulaşıyor, birisi gelsin bu durumu biz tüketicilere izah etsin. (Bir yakınımın yaşadığı bir talihsizliktir.)
Piyasa boş, piyasa denetimsiz, piyasa sahipsiz demiş olsak (demiyoruz ama) acaba piyasayı denetlemekle görevli bir sistem varsa o sistemde varsa bir görevli bu vaziyete ne der acaba.....
Söz konusu vicdan ve merhamet fukarası bazı kimlikler yasaları ayaklar altına alıyor, tüketiciyi alenen kazıklıyor, insanlığı istismar ediyor, rekabet kanununu deliyor, evine çoruna çocuğuna harama bulanmış ekmek götürüyor.
DEVLETİN İLGİLİ KURUMUNA SESLENİYORUM: Konu yalnızca balık meseleyle de sınırlı değil, bilmekteyiz ki bu kabil kimlikler, sözüm ona ticaretle meşgul sayısız sektör kuruluşları mevcut enflasyona katmerli enflasyonlar ekleyerek halkı canından bezdiriyor, toplumda isyan yaratıyor.
Bana göre Ticaret il müdürlükleri, belediyeler, valiliklerin ilgili birimleri, STK dan da güç alarak, destek alarak il ilçe ve köylere kadar bu konuda adeta seferberlik ilan ederek halkın kazıklanmasına kesinlikle engel olmalıdır. Son altı yıldan bu yana yaptığımız araştırmalara göre; pandemi bahane edildi kazık attılar, enflasyon dediler kazık attılar, bu vicdansız kişilerin şimdide deprem imdatlarına yetişti.
Ayrıca işaret edeyim ki bu balık kazığını atanlar, güya masaya oturan deprem kazazedesine karşı acıma hislerini de devreye sokarak insancıl ve himayekar tutum sergileyerek ikramlı, iskontolu olarak fiyat uygulamıştır.
EFENDİM KAMU ADINA,TÜKETİCİNİN KORUNMASI ADINA ŞU TALEP EDİLİYOR: Olan olmuştur. Tabir yerindeyse; verdik kırkı geçti korku diyoruz. Önemli olan ilgili kurum ve kuruluşlarımızın özellikle böyle zamanlarda teyakkuza geçerek yalnız balık lokantaları değil, tüm gıda maddelerinin üretimden tüketime kadar geçen (üretim, imalat, depolama, nakil ve son notaya kadar oluşan üretim- tüketim akım şeması üzerinde) süreçte gıdaları kimyasal ve bakteriyolojik, duyusal analizlerinin yapılması, fiyat kontrollerinin mutlaka takibi, kişinin sağlık durumu, sağlık karnesinin olup olmadığı, feçes ,portör muayenesinin hatta eliza testinin yaptırıp yaptırmadığı, hepatit-B ,hepatit C sorunu olup olmadığı kontrol edilmeli, saç sakal, kılık kıyafet maske gibi giyim ve koruma sistemleri de kontrol edilmelidir.
YETKİLİ KURUMLARA SESLENİYORUM; KAMU SAĞLIĞININ VE FERDİN EKONOMİ
AÇIDAN KORUNMASI, SİZİN ANAYASAL SORUMLULUĞUNUZDADIR UNUTMAYIN