Dilimizde
‘furya’ kelimesi, olağandan bol,
aşırı çoklukta bulunma durumu anlamında kullanılır. Ülkemizde en kolay ün alma
ve kariyer yapma durumu, siyasette adını geçirmek olmalı. Bir partinin
yönetimine kapağı atan, kartını bastırıp toplumda itibar elde etmeye çaba sarf ediyor.
Ekonomik sıkıntı çekenden, iş olanakları yerinde olmayandan
tutun da koca koca şirket sahiplerine kadar herkes, siyasetten medet umar.
Hangi siyasetçiye sorsanız, ‘Ben hizmete talibim’ der. Bu nasıl bir hizmet
talipliğidir, akıl erdirene aşk olsun. Partilere ekonomisiyle katkı koyandan,
elinde karanfil ve bayrakla dolaşan partililere kadar birçoğu makam mevki ve
çıkar peşinde koşar. Kimisi kendini bir yerlere getirmek için çabalar, kimisi
de yakınlarını bir makama koymaya veya işe sokmaya çabalar. Hizmet yapma
konusuna gelirsek önce can, sonra canan
misali, sonraya kalmış bir
anlayış ve tutumdur.
Dünyanın en büyük araştırma şirketlerinden kabul edilen İpsos Araştırma şirketi, 23 ülkede
yaptığı araştırmada; dünyada en çok güvenilen meslekler sıralamasında ilk üç
sırada bilim insanları, doktorlar ve öğretmenler yer alırken, son sırada politikacılar yer almış.
Yani toplumların büyük çoğunluğu siyasetçiye ve politikalarına
inanmıyor.
Türkiye şartlarında iş edinebilmenin, mesleği ile ilgili
randımanı arttırmanın yolu siyasete girmek olduğundan, tanıdığınız birçok
kişinin siyasetçi kimliğini ortaya koyduğuna şahit olursunuz.
Aslında siyaset, başlı başına bir ilimdir. Toplumu yönlendirmek,
toplumun ihtiyaçlarını tespit ederek çareler üretmek, siyasetçi işidir. Biraz
daha açarsak, ticareti arttırmak, dünyada ülke itibarını arttırmak ve komşu
ülkelerle dengeli ilişkilerde bulunmak gibi birçok konuyu sıralayabiliriz. Ama
bunları topluma anlatacak, sicilinde defosu olmayan ve güvenilir şahsiyetler
yaparsa inandırıcı olur. Son 70 yılda yıpranan siyasetçi profiline
baktığımızda, pek az siyasetçiye güven duyulduğunu söyleyebiliriz.
ADETA, SABAH ERKEN KALKAN PARTİ KURUYOR
2020’den itibaren Türkiye yeni kurulan partilerin isimlerini
öğrenir oldu. 2021 itibariyle partilerin sayısı 101 olmuş. Bu partilerin
bazıları kongrelerini yaparak üye kayıtlarını arttırmakla meşgul. Hatta saha
çalışmalarına başlayarak sokağa inenler de çoğaldı.
Bu kadar partiye ihtiyaç var mıdır, hangi amaçla kurulurlar
anlamak zor. Hangisine sorsak milletimize en iyi biz hizmet vereceğiz diyor. Bu
partilerin muhakkak kendilerince bir kurulma sebebi var. Ben her zaman örgütlü
toplumdan yana olmuşumdur. STK’larıyla, meslek odalarıyla, çok seslilik
faydalıdır. İletişim çağında olduğumuza göre, her fikir ve görüş topluma
ulaşabilir ve karşılık bulabilir.
Konu siyasi partiler olunca ve tüzüklerini incelediğimizde,
geneli Atatürk’ten, Cumhuriyetten yana. Toplumumuzun özgürlüklerine karşı gelen
yok. Partilerin söylevlerine baktığımızda; esnafın, emeklinin, Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ın (EYT),
işsizin ve gençlerin tüm sorunlarına çare üreteceklerini öne sürüyorlar. Partilerin yükselmesinin temelinde vatandaş desteği
şart. Bence dikkatli olmalı. Bugüne
kadar ümit verip simit yediren
siyasetçilere ve de yeni siyasetçilere hemen kapılmamalı.
Hoşça kalın, siyasetçileri iyi araştırın…