"İstanbul’u korumak, vatanı korumaktır! Beton Kanal’ın yok edeceği İstanbul’un en verimli tarım arazilerini ve su havzalarını sizin için çektik. Projeyle, bu doğal yaşam alanları yok oluyor ve 1 milyondan fazla yeni nüfus geliyor" diyerek sosyal medyadan Kanal İstanbul Projesi’ni savunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu canı gönülden tebrik ediyor ve mücadelesini destekliyoruz…

 

    İmamoğlu’nun kenti için verdiği mücadeleye karşı AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Üyesi Oktay Saral’ın Twitter üzerinden yaptığı çirkin paylaşımı ise yakışıksız buluyoruz…

 

    Herkes herkesi eleştirir ve eleştirebilmelidir. Ama hakaret, eleştiri değildir. Üslubuna herkesin dikkat etmesi gerektiğine inanıyorum…

 

    “İsteseniz de istemeseniz de yapacağız” demek halkın tercihini yok saymaktır…

 

    “Kendini ‘Kâinat imamı’ görüyorsun ve milletimize ayar vermeye çalışıyorsun. Yemezler, yedirirler” demek ise seçilmiş bir belediye başkanına yapılan büyük saygısızlığın yanı sıra Saral’ın konumuyla bağdaşmayan bir üsluptur…

 

    Sanayi Bakanlığı’nın verilerine göre Kanal İstanbul projesi için harcanacak para ile 296 bin 452 kişiye istihdam yaratılması mümkünken, projedeki ısrarı geçtiğimiz hafta Antalya’ya gelen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da vurguladı…

 

    Bakan Karaismailoğlu, “Kanal İstanbul hem Türkiye’nin hem de dünyanın gündeminde yer alan gurur projelerimizden bir tanesidir. Kanal İstanbul’u neden yaptığımız özellikle sosyal medyada çokça konu ediliyor. Bilgi eksikliği ve kötü niyet bir araya gelince de halkımıza yalan yanlış bilgiler aksediliyor. Kanal İstanbul gündelik siyasetin üzerinde stratejik bir konudur ve Türkiye’nin yarınları için gerekliliktir. Olmasa da olur diyebileceğimiz bir proje değildir” dedi…

 

    Bir projedeki bu denli ısrar ve halka rağmen inatla savunmayı anlayamamakla birlikte Başkan İmamoğlu’nun sözlerine katılıyorum. Bir kentin çıkarını savunmak vatanı savunmaktır…

 

    Bu anlamda Antalya Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliğim döneminde karşı çıkıp Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası ile dava ettiğimiz Boğaçayı Projesi de Antalya’nın Kanal İstanbul’udur ve şiddetle karşı çıkılmalıdır…

 

    Ki yargı da bu projenin kentin hayrına olmadığına karar vermiş ve hukuka aykırılıklar nedeniyle planlamayı reddetmiştir…

 

    Hazine ve belediye mülkleri karşılığında yapılmak istenen rant projesine yargı ‘dur’ demiştir…

 

    Ancak edindiğim bilgiye göre Özel Proje Alanı’nda yaratılan konut alanının iptaline ilişkin yargı kararı Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından temyiz edilmiş…

 

    Belediye idaresinin bilgisi var mıdır bilmiyorum ama küresel iklim krizi ile birlikte susuzluğun kapıda olduğu tartışmaları yaşanırken su kaynakları üzerinde konut alanı projesi yaratmak ve bunu savunmak acaba ne kadar doğru yeniden değerlendirmek lazım…

 

    Kim ne derse desin biz her koşulda kentimizi savunmaya devam edeceğiz…

 

    Bu anlamda Demre Belediye Başkanı Okan Kocakaya’yı da sahiller için verdiği mücadelesinden dolayı kutluyorum…