Ataerkil bir dünyada kadının güçlü olmadığı, zayıf ve naif olduğu inancı yaygınsa da, sanılanın aksine kadınlar çok güçlüdür. Sadece bazı kadınlar, içlerindeki bu gücün, henüz farkında değillerdir!

Hiçbir kadın zorluklarla mücadeleden yılmaz. Kadınlar terk edildiklerinde, yoksul ve çaresiz bırakıldıklarında, yere düştüklerinde, yeniden ayağa kalkar ve her şeye baştan başlarlar. İçlerinde var olan dayanma gücü ve cesaretiyle, hayatlarını yeni baştan kurarlar!

“Kadınların siyasal güçleri yoktur sözde; oysa akıllı kadınlar, aptal kocalarını hiç güçlük çekmeden parlamentoya sokar, hatta bakan koltuklarına oturturlar.” Diyor Bernard Shaw…

Çocuklarıyla birlikte yalnız bırakılmış bir kadının ayakta durması, çocuklarına bakabilecek gücü olması büyük bir başarı değil midir? Yalnız bir kadın kendi yolunu çizer ve hiç kimseye ihtiyaç duymadan ayakta kalır. Kaç erkek bunu başarabilir ki? Erkekler her konuda kahramanlık yapmaya çalışırken, yalnız bir kadın, kendi kendinin kahramanı olmayı başarabilir.

“Kadının varlığına katlanamayan zihniyet; elbette onun yazmasına, okumasına, düşünmesine de karşıdır.” Diyen Virginia Woolf haklıdır.

2025 yılının kadınlar için “içindeki gücü keşfetme” yılı olmasını diliyorum. İnanıyorum ki, kadınların yönetimde daha çok olduğu bir dünyada, hepimiz mutlu olacağız.

“Sekiz çocuk büyütmüş temizlikçi kadın, dünya için yüz bin Sterlin kazanmış avukattan daha mı az değerli? “diye soran Virginia Woolf kimsenin görmek istemediği bir gerçeği de vurguluyor aslında…

İşte o gerçek; kadının olağanüstü gücüdür.