Akdeniz GERÇEK Gazetesi'ne özel açıklamada bulunan Büyükşehir ve Konyaaltı Belediye Meclis Üyesi Remzi Sadi, alışık olunmayan bir siyasi profil çiziyor. Muhalefet yapmanın işin doğasında olduğunu ama doğru yapılanların yanında, yanlış yapılanların yüreklice karşısında olunması gerektiğinin altını çiziyor. 1999-2009 yıllarında Konyaaltı Belediye Başkan Yardımcısı iken, emekli olup siyasete atılan Sadi, siyasetin dürüstlük ve ilkelilik çerçevesinde yapılması gerektiğini, yaşanılan kente sahip çıkılmasını istiyor. Genç yaşta memur olarak yaşama adım attığını ifade eden Sadi, "Ben19 yaşında devlet memuru oldum. Çalışırken üniversite eğitimlerimi tamamladım. Uzun süre bürokratlık yaptıktan sonra emekli oldum ve yine yabancı olmadığım ve zaman zaman yakından takip ettiğim siyasete aktif olarak katıldım. Tek amacım halka hizmet etmek ve kentin sorunların emin ellerde çözülmesini sağlamaktır" şeklinde konuştu.
CHP DİNAMİK BİR PARTİDİR
Sosyal demokrat bir aileden geldiğini ve bu konuda kendini yetiştirmek için özel bir çaba harcadığını belirten Remzi Sadi, olayları objektif bir gözle bakabildiğini ve doğrulardan kaçmadığını vurguluyor. CHP'de bazı zamanlar ve basına da sızdığı kadar yerel sıkıntılar yaşandığını ve bunların da normal karşılanması gerektiğini vurgulayan Sadi, "CHP dinamik bir partidir. Hemen tüm konularda fikri tartışmaların olması bu anlamda yadırganmamalıdır. Tartışmaları sağlıklı bulmakla birlikte, kamuoyunda yarattığı izlenimi ve kimi zaman hoş olmayan söylemleri elbette tasvip etmek mümkün değil. Bugün yerel anlamda sorun var gibi gözükse de, başta sayın il örgütü olmak üzere, parti kadroları, buna çözüm üreteceklerdir. Gündeme neden olan tüm hususlarda, partinin artık daha fazla yıpratılmasına izin verilmeyecektir. Biliyor ve inanıyorum ki, parti çalışmalarını Antalya'ya hizmetin bir aracı olarak gören il yönetimi ve aynı düşünceyi paylaşan tüm CHP'liler, siyaseti yanlış zeminlere taşıma niyetlerine dur diyeceklerdir. Şimdi bazı noktaların aşıldığını ve aşılmanın da devam edeceğini ummaktayım" dedi.
SEVİYESİZ ORTAMDA OLMAM
Bundan sonraki siyasi yaşamında planları ve hedeflerini dile getiren Sadi, siyasetin saygın ve düzeyli bir yarış halinde yapılması istiyor. Siyasi yarışlarda hırsın ve egonun ön planda olmaması gerektiğini vurgulayan Remzi Sadi, "Yıkıcı ve seviyesiz bir ortama taşındığı yerde, samimiyetle söylüyorum, ben yokum. Antalya siyasetindeki tüm değerli şahısları tenzih ederim. Hemen her siyasi kadroda kent ve ülke sorunlarını düzeylice tartıştığımız dostlarım var. Bilgi birikimlerini, siyasetin belirttiğim olası bu yönleri yüzünden kent yararına sunamayan değerler var. Siyasette fiilen olmadan da, doğru yapılanı alkışlayan, yanlış yapılanı her platformda eleştiren sorumlu bireyler olmamız gerekiyor. Antalya için, ülkem için uykularım kaçıyorsa, yanlış uygulamaların sayısı artık gittikçe artıyorsa ve en önemlisi eleştiriler kulak arkası ediliyorsa, elbette siyasetten kaçmakta doğru değil. İdari mevzuata dönük birikimlerim, uygulama ve yönetim tecrübelerim, siyaset içinde olmam sonucunu doğuruyor. Bu sorumluluktan uzak kalmak ne benim ne de böyle düşünenlerin izleyeceği bir yol olmamalı. Mevlana'nın o çok güzel sözlerinden biri de şudur. 'İnsanların umutlarını ellerinden almayın, belki de sahip oldukları tek şey odur.' Ben siyasette umutları yeşerten, büyüten ve gerçeğe dönüştüren olmayı hedefliyorum. Umarım başarılı olurum" şeklinde ifade etti.
DEVLET POLİTİKASI OLMALI
Siyasete bakış açısını da dile getiren Remzi Sadi, "Öncelikle şunu söyleyeyim, 1- Demokrat bir pencereden bakıyor. 2- Siyaseti; Fikirlerin ve projelerin yarıştığı, kamu menfaatinin temel amaç olduğu bir cepheden ele alıyor. Hadi yine güzel bir söz ile özetleyeyim. "Eğrinin gölgesi de eğridir" der bir atasözü. Siyasetin samimiyetsiz sözleri kabul etmediğine inanıyorum. Belki bir süre için insanları buna inandırabilirsiniz ancak, halkın gözünden bunun kaçmayacağı ve bunu cezalandıracağını düşünüyorum. Bence siyaset içinizdeki hizmet aşkının, verme, sunma, paylaşma duygularınızın en güzel aracı. Kendini bu duyguya adamış olmayı çok saygın buluyorum. Bu yönüyle güvenilir kurumların en başında siyaset kurumunun gelmesi gerekirken, bunun böyle olmadığını maalesef hepimiz biliyoruz. Bunu değiştirmek tek bir gücün elinde, o güç de halk. Halkın siyasete ilgisini artırmak, bence bir devlet politikası olmalı. Kendi sorununa sahip çıkma özgüvenine erişmiş bir toplumda, siyasetin özlenilen seviyeye çıkacağından da şüphem yok. Yanlışın A'sı B'si olmaz. Yanlış yanlıştır. Kadın ve gençler yönüyle, pozitif ayrımcılığa zaman kaybetmeksizin geçmeliyiz. En iyiyi ben değil biz biliriz sözü, bence en çok siyasete yakışan budur" dedi.
