-Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkan Yardımcısı Nihal Kızıl Öztorun,
Türkiye’de eğitimin bilimsellikten süratle uzaklaşmasının,
dinselleştirilmesinin ve dogmatik bir yöne sapmasının ülkenin geleceği
konusunda herkesi karamsarlığa ittiğini söyledi.
-Nihal
Kızıl Öztorun, her şeye rağmen eğitimin geleceğiyle ilgili bir umut ışığı
olduğunu da vurgulayarak, “Ben Türkiye’deki insanımızın, halkımızın sağduyusuna
güveniyorum. İnsanlar dindar olabilir ama dinin kullanılmasına, dinciliğe
müsaade etmeyecekler” diye konuştu.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD)
Genel Başkan Yardımcısı Nihal Kızıl Öztorun, Türkiye’nin eğitim sistemi ve
geleceğiyle ilgili çok önemli kaygıları olduğunu söyledi. 9 Aralık cumartesi günü 11.00-14.00 saatleri
arasında Antalya Serbest Muhasebeciler, Mali Müşavirler Odası (ASMMO) Mustafa
Özyürek Toplantı Salonu’nda yapılacak olan “Eğitim ve Gelecek-7” konulu forumun
açılış konuşmasını yapmak üzere Antalya’ya gelecek olan Kızıl, Akdeniz GERÇEK’E
önemli açıklamalarda bulundu.
LAİK
VE BİLİMSEL EĞİTİM
26 kuruluşun içinde olduğu büyük bir
platformun desteğiyle “Eğitim ve Gelecek-7” konulu forumları
gerçekleştirdiklerini kaydeden Kızıl, bu toplantıların temel birleşme
noktasının laik ve bilimsel eğitim olduğunu söyledi. Öztorunşöyle konuştu: “Bu
platform bileşenleri içerisinde eğitimle ilgili sendikalar var, Türkiye’ni önde
gelen sivil toplum kuruluşları var ve öğrenci velileri bileşimleri var, gençlik
dernekleri var. Yani Türkiye’de her kesimden bu konuda söz söyleyecek insan
var. Kendi özel tüzükleri veya programları veya farklı söylemleri ya da
çalışmaları olsa da bu platformda laik ve bilimsel eğitim temelinde bir araya
geldiler. Aslında asgari müşterekleri bu.”
VELİLER
DE MUTLU DEĞİL
Türkiye’de eğitimin bilimsellikten süratle
uzaklaşmasının, dinselleştirilmesinin ve dogmatik bir yöne sapmasının ülkenin
geleceği konusunda herkesi karamsarlığa ittiğini kaydeden Nihal Kızıl Öztorun,
“Düşünen, sorgulayan, geleceği kuracak gençler yerine, ezberci, sormadan
kendisine söylenenleri kabul eden, dinsel konuda velileri de kandıracak biçimde
tek bir dini inanışa ya da yoruma göre eğitimlerin yapıldığı okullar
dönemindeyiz. Bu sistemden veliler de mutlu değil. Veli, ‘çocuğum dinini
öğrensin’ diyor. ‘Tüm insanlar din eğitiminden geçsin, tek tip İmam Hatip’ten
geçsin’ demiyor ki. Türkiye; 10 yıl, 20 yıl sonra dünyada nerede olacak?
Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı olan PISA verilerini bakıyoruz, çok
gerilerdeyiz. Düşünün bugün geride olan bir ülke bu sistemle 10 yıl sonra
nerelerde olur. Ne bilim, ne teknoloji ne de buluşta hiçbir yerde Türkiye’nin
adı olmayacak. Cumhuriyet döneminin yetiştirdiği insanların çocukları bizi
onura ediyor bizi orada burada. Bir Aziz Sancar, bir Fazıl Say var örneğin. Ama
böyle giderse bir 10 yıl sonra onlarda kalmayacaklar ve gerçekten Türkiye
geriye düşmüş, ekonomik, sosyal, yaşamsal çok kötü bir yerde olabilir. Ama biz
buna izin vermeyeceğiz” dedi.
UMUT
IŞIĞI VAR
Her şeye rağmen eğitim sistemimizin
geleceğiyle ilgili bir umut ışığı olduğunu da ifade eden Nihal Kızıl Öztorun, “Ben
Türkiye’deki insanımızın, halkımızın sağduyusuna güveniyorum. İnsanlar dindar
olabilir ama dinin kullanılmasına, dinciliğe müsaade etmeyecekler. Eğitimin
dogmatikleşmesine, Türkiye’nin geriye gitmesine, karanlığa gömülmesine müsaade
etmeyeceklerdir. Okula aile birliklerinde tüm veliler, ‘çocuklarımız nereye,
kime teslim ediliyor?’ diye bunu sorguluyorlar. Yani biz güya bir yandan bir
takım tarikatın, cemaatin elinden eğitimi kurtarıyoruz, tutup başka tarikatlara
cemaatlere teslim ediyoruz, biz buna izin vermeyeceğiz” diye konuştu. Kubilay ELDEMİRCİ